19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

(KB-DÇ)., “"Benim yola çıktığımı nereden öğrendiniz?"” (SK-D)., “Ama tuhaf, şu müze nereden aklına gelmiş!” (MŞE-<br />

VÇ).<br />

1. ⌠-⌡→ Ø<br />

2. ⌠540⌡→ bil- [175], çık- {akıl etmek, ortaya koymak} [67], bul- [62], çıkar- {akıl<br />

etmek, ortaya koymak} [37], gel- {ortaya çıkmak, kaynaklanmak} [35], tanı- [25], öğren- [20],<br />

anla- [17], kaynaklan- [9], duy- [8], al- [6], düş- [5], gör- [5], başla- [4], uydur- [4], an- [2], bak-<br />

[2], bulun- [2], çıkart- {akıl etmek, ortaya koymak} [2], düşün- [2], hatırla- [2], anımsa-,<br />

denkleştir-, geç-, gel-, izle-, karşılaş-, kestir-, öde-, sevdalan-, unut-. ║ aklına gel- [22], haberi<br />

ol- [2], aklına es-, başına gel-, borç ver-, diline dolaş-, diline takıl-, dilinin ucuna gel-, haber<br />

al-, ileri gel-, işe bulaş-, keşfet-, musallat et-, para kazandır-.<br />

⇒ nereden bilmek, nereden çıkmak, nereden bulmak, nereden çıkarmak {akıl<br />

etmek vb), nereden tanımak, nereden aklına gelmek.<br />

nereden nereye: Ø--<br />

neredeyse:⌠183⌡/[1. Hemen hemen, {yaklaşık olarak}., 2. Kısa bir süre içinde,<br />

{yakında}.]/ “Şimdi ekmekçi gelir neredeyse.” (NM-TÖ2)., “Utancından neredeyse ağlayacaktı.” (AN-ŞÇH).,<br />

“Neredeyse, sadece satıcı kızlar yüzünüze bakar, diyeceğim.” (DÖ-GYKK)., “Adama bir yerlerden aşinayım. Neredeyse<br />

tanıyacağım...” (AÜ-SG)., “Yine de, düşün, neredeyse kanıtlıyorduk...” (AA-TO3)., “Yürüyüşün, birden hızı kırılmıştı.<br />

Neredeyse duracaktı.” (RI-KG)., “Bing Grosby, Frank Sinatra ve Nat King Coole gibi şarkıcıların plaklarını kapışıyor,<br />

şarkılarım ezberliyor ve onlarla ilgili haberleri neredeyse ezberliyorduk.” (AO-NSBE)., “Sinan ise çok rahat, gözlerinde<br />

tuhaf bir ışık var, neredeyse gülümseyecek.” (AÜ-SG)., “Polonya neredeyse gidecekti.” (FA-YST)., “O sırada kapı çok<br />

yumruklanıyor. Neredeyse kıracaklar kapıyı.” (FÇ-UV)., “İncirler neredeyse olgunlaşacaktı.” (YK-KSİ)., “Hele bir<br />

tümcede neredeyse kahkaha atacaktı.” (HAG-AS)., “Dua okurken gördüm yüzünü, neredeyse zil takıp oynayacaktı.” (YK-<br />

OD)., “Bir süre ayrılmadan öylece kaldık... … neredeyse sabah oluyordu...” (DK-Z)., “Bir taşla iki kuş hesabı. Neredeyse<br />

linç edeceklermiş.” (FA-SUYK).<br />

→ gel- [17], ağla- [16], de- [8], tanı-* [6], düş- [4], ezberle- [4], unut- [3], alış-* [2], bağır-<br />

[2], başla- [2], bayıl- [2], bitir- [2], boğul- [2], çatla- [2], dön- [2], dur- [2], gülümse- [2], inan- [2],<br />

kal-* [2], kus- [2], öl- [2], öt- [2], silin- [2], tamamla- [2], tıkan- [2], uyu- [2], açıl- (depo), ağlat-,<br />

benze-, bil-*, boğ-, boşal-, çıldırt-, dayan-*, değ-, dokun-, duy-, git-, gör-*, görün-, içselleş-,<br />

kanıtla-, kapaklan-, kapat-, kır-, kırıl-, kutsallaştır-, neşelen-, olgunlaş-, öldür-, öpüş-, sarsıl-,<br />

seç-*, sız-, sön-, söyle-, tepin-, toplan-, uç-, uyan-, üşü-, üzül-, yalvar-. ║ sabah ol- [3], zil<br />

takıp oyna- [3], şafak sök- [2], açlıktan bayıl-, ay bat-, boru çal-, boynuna sarıl-, deli ol-, ele<br />

geç-, emret-, ezbere bil-, fenalık geçir-, genel kabul gör-, görünmez ol-, gözden kaybet-,<br />

gözleri açıl-, gözü kapan-, gülmekten çatla-, gülmekten yerlere yat-, gün bat-, gün doğ-, hava<br />

ağar-, hırsından çatla-, içi minnetle dol-, kabul edil-, kahkaha at-, kar yağ-, karanlık kavuş-,<br />

keçileri kaçır-, kendine kız-, kış bastır-, linç et-, olanaksız kıl-, sevinçten uç-, sinir bas-,<br />

346

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!