19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

→ ol-* [4], bak-, dokun-, mahzunlaş-. ║ kızgınlığa kapıl-, krize tutul-.<br />

neden sonra:⌠55⌡/{1. Aradan bir hayli zaman geçince., 2. İş işten geçtikten sonra.}/<br />

“Uzun bir süre birlikte bahçeye baktılar. Neden sonra kadın: İstersen yukarı çık ha, dedi.” (EÖ-P/S)., “İsmet Paşa, ünlü<br />

pembe köşke neden sonra geldi.” (SB-HAY)., “Dışarda, gecenin karardığını neden sonra anladı.” (SKA-GA). “Dilin<br />

ağızdan usulca geri çekildiği bir aralıkta ise, yani neden sonra hemen hemen fısıltıyla soruyor Bir şey işittiniz mi?” (AA-<br />

RÜ)., “Gülçin, neden sonra fark etti; kendine, adamakıllı içerledi; "Ayıp, ayıp!” (Aİ-YK)., “Paketi açmayı neden sonra akıl<br />

ediyor, hem de nasıl, manasız bir telaşla! ince, altın bir zincir; ucunda, işlemeli bir madalyon; Müfit'in hediyesi bu!” (Aİ-<br />

YK).<br />

→ de- [8], anla- [7], gel- [4], sor- [4], çık- [2], açıl- (kapı), başla-, belir-, bul-, diklen-,<br />

duy-, geç- (gerginliği), gel-, hatırla-, öğren-, silkin-, uzan-. ║ fark et- [7], akıl et- [2], ayırt et-,<br />

başını kaldır-, dikkatini çek-, haber al-, kaybol-, kendine gel-, kendini toparla-, salona gir-,<br />

sözünü bitir-. ║ sorup öğren-.<br />

nefes nefese:⌠42⌡/Soluk soluğa./ “Küçük Hacı, nefes nefese: -Durdu durdu da gine azıttı mübarek,<br />

dedi.” (TB-KA)., “Derken nefes nefese bir haberci geldi….” (TB-KA)., “Nefes nefese bir dakika durdular.” (RNG-ÇK).<br />

“Nefes nefese Nikol içeri girdi: - Ah, dedi, Luka mahvoldu.” (KHK-YAH)., “Nuri öte dünyalarda bir yerlerde nefes nefese<br />

koşmakta, içinde çağlayanlar boşalmaktaydı.” (AK-AA)., “Ve bir saat sonra yani üç buçukta altı oğlan nefes nefese, tıklım<br />

tıklım dolu torbalarla kampa yetiştiler.” (HEA-T)., “Nefes nefese onu seyrediyorum: ‘Yardım et..’ diye bağırıyorum denize,<br />

avazım çıktığı kadar.” (EI-KA). ; //mec. Apar topar.// “Harb yumruğunun bir vuruşta Fransa'yı devireceğini sanan<br />

Enver Paşa, Marn'den sonra bile, kara kartalın zaferine yetişebilmek için nefes nefese harbe girdi.” (FRA-Z).<br />

/…/⌠41⌡→ de- [9], gel- [6], dur- [3], gir- [3], git- [2], koş- [2], yetiş- [2], anlat-, çök-<br />

{oturmak}, düş- {uzanmak}, geç-, saldır-, seslen-, solu-, sus-, yaklaş-. ║ devam et-, karşısına<br />

dikil-, seyret-, takdim et-, zapt et-.<br />

//…//⌠1⌡→ harbe gir-.<br />

→ nefes nefese kalmak.<br />

nehari: Ø<br />

nerde: ?-<br />

nere: ?-<br />

nerede: ?-<br />

nereden:⌠540⌡/1. “Hangi yerden?” anlamında yer zarfı./ “Ø”. ; /2. Nasıl, ne gibi bir<br />

ilişki ile./ “- Ay bütün bunları nereden bileyim Meryem!..” (EI-NS)., “"Ben bunu alıp yerine bir bakır koysam, kim<br />

nereden anlayacak?.." diye düşünmüş.” (AN-MB)., “"Bunu da nereden çıkartıyorsun?"” (SD-K)., “"Bu da nereden çıktı<br />

oğlum?" diye soruyorum.” (AA-ETY)., “"Sen nereden tanıyorsun DGM yargıç ve savcılarını da akşam yemeğe alıyorsun."”<br />

(TÖ-E)., “ADAM nereden uyduruyorsun böyle şeyleri?” (BA-TO1)., “Adını kullanmadan hiçbir yere varamam. Nereden<br />

başlamalı?” (İA-GKD)., “Akyıldırımı da nereden bulmuş!” (MŞE-MA)., “Bende acıklı bir yan var, bunu seziyorum, ama bu<br />

acıklılık nereden kaynaklanıyor bunu çıkartamıyorum.” (AA-YÖT)., “Bana hakaret ettiğini de nereden uyduruyordum?”<br />

345

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!