19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

1.⌠1⌡→ tahsil et-.<br />

2.⌠1⌡→ öde-.<br />

nakıs: Ø<br />

naklen:⌠10⌡/Nakil yoluyla, aktarılarak, {canlı olarak, anında}./ “Sonunda açılış yapıldı,<br />

tören, radyo ve televizyondan naklen verildi...” (Mİ-DHB)., “Bu rakamı Âşık Çelebi, şairin kendisinden naklen veriyor.”<br />

(BN-DY1)., “Türkiye-Avusturya milli maçını naklen veriyordu.” (NE-GT)., “Melih Cevdet Anday, Sabahattin Eyuboğlü'dan<br />

naklen anlatır: İnönü, bir gün Köşk'te Freud üzerine bir toplantı düzenler.” (AO-ZS).<br />

{aktarmak}.<br />

→ veril- (tv) [5], ver- {aktarmak} [2], yayımlan-* (tv) [2], anlat- {aktarmak}, ver-<br />

nakzen:--<br />

→ (davayı) nakzen görmek, (davayı) nakzen iade etmek<br />

nemertçe:⌠1⌡/2. Korkakça, mert olmaya bir biçimde./ “Zilha'yı doyarak koklayamadı namertçe<br />

vuruldu Koç Yiğit Ali ….” (HT-KAD).<br />

→ vurul-.<br />

namıdiğer: Ø<br />

namussuzca:⌠2⌡/Namussuz bir biçimde./ “Dünya kalleşçe değişiyor uzaklaşıyor namussuzca<br />

kaçıyor…” (TU-BŞ)., “Süleyman Peygamber gibi oturuluyor, görünüşte santim oynamadığı besbelli bir eda ile namussuzca<br />

pay dağıtılıyordu.” (SFA-HBSK).<br />

→ kaç-. ║ pay dağıt-.<br />

namütenahi:⌠1⌡/2. Sonsuz, ucu bucağı olmayan bir biçimde./ “Ve zemberek tekrar boşandı:<br />

Artık tevakkuf edemez [duramaz], namütenahi koşacaktır.” (KHK-YAH).<br />

→ koş-.<br />

nankörce:⌠2⌡/2. Nankör bir biçimde./ “Biraz nankörce davranmıyor musun?” (AA-İGA)., “Hep de<br />

şeşi beş gören tarihçilerin nankörce haksızlığına uğramış!” (AK-MY).<br />

→ davran-. ║ haksızlığa uğra-.<br />

nasıl**:⌠6234⌡/{1. Bir işin ne biçimde, hangi yolla olduğunu belirtmek için<br />

kullanılan bir söz., 2. Bir hareketin yapılış biçimine duyulan şaşkınlığı belirten bir söz., 3. İşin<br />

zorunlu olduğunu belirten bir söz., 4. Ne kadar çok., 5. Elbette, kesinlikle. }/ “"Bilmiyoruz." "Nasıl<br />

olur da bilmezsiniz?" "Nişancı getirdi.” (YK-KSİ)., “Bunu nasıl yaptık?” (KT-Gİ)., “Bunu nasıl anlamalı?” (MŞE-MA).,<br />

“"Serti nasıl görmedim Ağa," dedi.” (YK-KSİ).,Ah, nasıl anlatayım sayın bayan. (MŞE-MA)., Adam, şaşırmış, arabaya<br />

bindi: Anladım -dedi-, niye arıyordun beni; nasıl buldun? (ÇA-BAG)., “KADIN - (Keserek.) Nasıl mı? Nasıl istiyorsanız<br />

öyle!” (TDK-KO)., “KADIN - Emine Teyze nasıl öldü?” (TDK-KO)., “KELOĞLAN Her şey pek iyi, pek hoş da, bunları,<br />

nasıl durduracağız?” (TÖ-TO3)., “Korkunç unutmam düştüm ayaklarına Ama ne zamandı nasıl hatırlamıyorum En keskin<br />

saatinde caddenin Geçer gibi trafik ve sert fren.” (BN-BŞ)., “Kucharz'ın yanıtı: nasıl şüphelenirsiniz?” (NN-DM)., “Lena,<br />

Vasili nasıl dayanıyorlar?” (YK-KSİ)., “Merzengüş Sultanla nasıl yaşayacaktı?..” (KHK-YAH)., “Nasıl geldi de buldu bu<br />

340

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!