19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ve yerli Rumların zenginleriyle görüşüyorlardı.” (AA-İGA)., “…. her sabah bir o, bir de ben oluyorum okulda herkesten<br />

önce, mecburen arkadaş olduk, başka bir bölümde okuyordu, ….” (LT-OÖY)., “O haber vasıtasıyla mecburen konuya<br />

girdik.” (OS-HT).<br />

→ de- [2], dur- [2], dön-, gevele-, git-, görüş-, gözet-, katıl-, savun-, yolla-, yürü-. ║<br />

arkadaş ol-, devam et-, işi rölantide götür-, konuya gir-, yola çık-.<br />

meccanen:⌠2⌡/Parasız olarak, bedava./ “Anadolu'ya nakledildi; şehri arzusu ile terkedecek<br />

emekliler, gidecekleri yere 'meccanen' götürülecekmiş; 'unlu maddeler' yavaş yavaş vitrinlerden çekilmektedir.” (Aİ-OKB).,<br />

“Size meccanen veriyorlar, siz bilirsiniz, dedi.” (YK-KSİ).<br />

→ götürül-, ver-.<br />

mecnunane: Ø<br />

mecnunca: Ø<br />

melfufen: Ø<br />

mel mel:--<br />

→ mel mel bakmak.<br />

melül mahzun:⌠2⌡/Çok üzgün, sıkıntılı, ağlamaklı bir biçimde./ “Elbet garib olur garip<br />

kişinin yavuklusu; Büker de boyuncağzını kor gider melul mahzun...” (AMD-BŞ)., “Rakı, su, ufak tefek meze, melul mahzun<br />

bana bakıyor.” (HA-SİE).<br />

→ bak-. ║ kor gider.<br />

memnunca: Ø<br />

memnuniyetle:⌠35⌡/Kıvanç duyarak, kıvançla./ “O bütün hayatının hemen hemen her gününü<br />

böyle memnuniyetle hatırlıyordu.” (SD-FC)., “Ata'mızın geçirdikleri büyük ve şiddetli buhrandan sonra her gün biraz daha<br />

iyileşmekte olduklarını memnuniyetle görmekteyiz.” (SB-HAY)., “Çoktandır görüşmemiş olan iki kardeş, muhabbetle<br />

sarıldılar, içine düştükleri kavgada böyle kaygısız ve sevgiyle sarılabilecekleri bir kardeşe sahip olmanın güvenini<br />

memnuniyetle hissettiler. - Nasılsın Ragıp?” (AA-İGA). ; //Seve seve, isteyerek, memnun bir biçimde.//<br />

“Neşretmiş bulundukları beyannameyi büyük bir memnuniyetle okudum.” (NSÖ-AD)., “Gözlerin etrafa memnuniyetle<br />

bakar ve sen de gevezelik edecek bir arkadaş aramaya başlarsın.” (SA-İÇ)., “Memleketinizi memnuniyetle tekrar<br />

göreceğim.” (MB-AK)., “Bu sebeplerden Türkiye'de 12 Eylül 1980 hareketi Amerika tarafından memnuniyetle<br />

karşılanmıştır.” (FA-YST)., “13 Martta Güvenlik Konseyine sunduğu raporda bu müsait ve müsbet havayı memnuniyetle<br />

belirtiyor ….” (FA-YST)., “Kabul ettik de gitti, hem de memnuniyetle.” (YK-KSİ)., “İstediği izni memnuniyetle verdim.”<br />

(ES-SUYK).<br />

/…/⌠7⌡→ hatırla- [2], gör-, karşıla-, karşılan-. ║ hisset-, mektup al-.<br />

//…//⌠28⌡→ oku- [3], bak- [2], gör- [2], karşılan- [2], açıkla-, belirt-, de-, git-, gülümse-<br />

, izle-, katlan-, söyle-, ver-. ║ kabul et- [3], cevap yaz-, külfet taşı-, müsaade göster-, vazife<br />

ver-, yardımcı ol-, dava al-, izin ver-.<br />

mepsuten: Ø<br />

329

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!