19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

kestirmece: Ø<br />

kestirmeden:⌠20⌡/Kısa yoldan, kısaca./ “Sizler, benim anladığımca, çok büyük çoğunluklar,<br />

kalabalıklar yani, hep kestirmeden gidiyorsunuz; bu çürük çarık akıl yürütmelerinizle de, öyle görünüyor, gide çeksiniz de.”<br />

(EA-DY)., “Fakat buna kestirmeden hayır da diyemiyoruz.” (SFA-SS)., “Beşincisi bir yüksek okul öğrencisiydi, saat altıya<br />

doğru Beyazıt'tan aşağı vurur, kestirmeden Eminönü'ne inerdi.” (SKA-GA)., “Hüseyin Feyzullah yine kestirmeden konuştu:<br />

‘Sen git, dedi ona, belki ben de gelirim.’” (SKA-GA)., “Burada da saçını kestirmeden önce efendi olmadığı görüşü örtük<br />

şekilde dile getirilmektedir.” (ÜD-KŞ).<br />

→ git-* [3], de- [3], çık- (-e) [2], in- (-e) [2], bitir-, kaç-, konuş-, tırman-, yürü-. ║ dile<br />

getiril-, naklet-, paraya çevir-, söze gir-, teşhis koy-.<br />

⇒ kestirmeden gitmek, kastermeden demek.<br />

keyfince:⌠11⌡/İsteğine göre, nasıl isterse, dilediğince, keyfine göre, gönlünce./ “Nimet<br />

her şeyi hoş görmüş; Avni Bey de keyfince yaşamıştı.” (Sİ-ÖKS)., “Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul Sâde bir<br />

semtini sevmek bile bir ömre değer.” (YKB-KGK)., “Buna karşılık yazın meraklıları, bir kitabı "kendi dilinde" (gerekirse<br />

açıklayıcı başka birtakım kaynaklara başvurarak) okuma meraklıları -sanıldığı denli de azrak yaratıklar değildir öyleleri- bu<br />

baskıyı alır, keyfince okur.” (BK-ÖM)., “NEVİN: Keyfince oyna...” (VT-BÖKDYO).<br />

mesken bul-.<br />

→ yaşa- [3], kurul- (taht), oku-, oyna-, savuş-, yorumla-, yüz-. ║ kendinden geç-,<br />

⇒ keyfince yaşamak.<br />

keyfi sıra: Ø<br />

keza: Ø--<br />

kazalik: Ø<br />

kıçın kıçın:⌠2⌡/Geri geri./ “Kokusunu uzaktan almalı ki, kıçın kıçın gelsin...” (SFA-HBSK)., “Araba<br />

yine kıçın kıçın buraya yanaşır, jandarmalar yine arabanın çevresine dizilerek tedbir alırlar ve tutuklularla mahkûmlar<br />

jandarmalığa sokulur, oradan da ta aşağıdaki zindana indirilirdi.” (ÇA-BAG).<br />

→ gel-, yanaş-.<br />

→ kıçın kıçın gitmek<br />

kıçüstü:⌠2⌡/Kıçı yere gelecek durumda./ “İşçi yere kıçüstü düşer.” (Mİ-SD).<br />

→ düş- [2].<br />

→ kıçüstü oturmak.<br />

kıdemce: Ø<br />

kıkır kıkır:⌠5⌡/İçinden gelerek sesli bir biçimde./ “O zaman başını Şerfe'nin karnına basıp kıkır<br />

kıkır güldürdü.” (FB-ID)., “….fısıldaşır, kıkır kıkır gülüşürlerdi.” (CK-BR)., “Çok gülerdik. kıkır kıkır kıkırdardık.” (NM-<br />

TÖ2<br />

→ güldür- [2], gülüş- [2], kıkırda-.<br />

305

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!