19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

fırsat çık-, ele geç-, dilinin ucuna gel-, boyun eğ-, bir noktaya gel-, bir kenara itil-, avrat boşa-<br />

*, ayağa kalk-, arkasına takıl-, arkası gel-, akıl et-, ağızdan dökül-, ağzı açıl-. ║ çıktı geldi,<br />

gelip yerleş-, getirip ver-, parlayıp sön-, uzayıp git-. ║ bıraktı gitti.<br />

⇒ kendiliğinden (bir şey) olmak, kendiliğinden ortaya çıkmak.<br />

kendince:⌠38⌡/Kendine göre, kendi bakımından./ “Kendince biçimlemişsin beni ve bu imgeye<br />

uyup uymadığımı anlamaya bile gerek görmüyorsun.” (İA-ÖEK)., “Bana dokunamamanın acısıyla yeryüzünü tüketmeye<br />

çalışır, sonra delice bir istekle yeniden yaratmayı denerdi kendince.” (İA-ÖEK)., “Herkes kendince, bir garip güldü.” (EI-<br />

KA)., “Uzaklarda bir "deli şahıs" penceresindeki buğuya kendince güvercin çizdi parmağıyla.” (AA-AD). “Kendince<br />

eğleniyor, macera yaşıyor, gençliğinin tadını çıkarıyor.” (PK-BCR).<br />

→ biçimle- [2], dene- [2], eğlen- [2], gül- [2], sev- [2], sürdür- [2], açıkla-, bağışla-, bak-,<br />

birleştir-, çalış-, çiz-, çözümle- (mesele), denetle-, düzenle-, göç- {ölmek}, gör-, mırıldan-,<br />

otur-, oyna-, seç-, tasarla-. ║ dile getir- [2], yorum yap- [2], cevap bul-, çare bul-, çekidüzen<br />

ver- (üstüne başına), elde et-, günaha gir-, harman yap-, karar ver-, macera yaşa-, mazeret bul-<br />

, nâm et-, serüvene sür-, tadını çıkar-, tetkik et-<br />

kendinden:Ø<br />

kendi payıma:⌠24⌡/Kendi adıma, bana göre, bana gelince./ “Kendi payıma, romanın iki uç<br />

arasında krizini akutlaştırdığını düşünüyorum.” (B-YU)., “Ben, kendi payıma Garip'in (Garip demek uymuyor burada)<br />

ustalarından çok şey öğrendim.” (CS-GC)., “Kendi payıma, Cumhuriyet hümanistlerinin programma sık sık dönülmesi<br />

gerekeceğine inanıyorum.” (B-YU)., “Ben, kendi payıma hiçbir şiire karşı önyargılı olmadım.” (CS-GC).<br />

→ düşün-* [4], de-, eğlen-, gör-*, güven-*, inan-, kork-*, öğren-, söyle-, üzül-*,<br />

yararlan-, yeğle-, yetin-*. ║ geç anla-, ifade et-, önyargılı ol-*, reddet-*, umudumu yitir-. ║<br />

dövünüp dur-.<br />

kendisince:⌠2⌡/Kendince./ “Kendisince başkasının işitmesini istemediği tehlikeli şeyler söylüyordu.”<br />

(FRA-Ç)., “Kutsal Kitap'ın haram saydığı, her türlü içkiydi şüphesiz ama, Kabak Hafız, kendisince böyle bir tefsiri uygun<br />

buluyordu.” (OK-KT).<br />

→ söyle-. ║ uygun bul-.<br />

kerhen:⌠4⌡/1. Tiksinerek, iğrenerek./ “Ø”. ; /2. İstemeyerek, istemeye istemeye,<br />

günülsüz./ “Süreyya Paşa Çiftliği'nde film çekiyoruz: Muhsin, kerhen merhen, beni de çağırdı; senaryo Nâzim'ın<br />

diyorlar, doğru olabilir, İpekçi'lerle ülfeti malûm!” (Aİ-OKB)., “Ağalar, daha ilk adımda ihtilafa düşmemek için ulemanın<br />

teklifini kerhen kabul ettiler.” (REK-Y)., “Mavi gözlerini bulandıran bir keder, yüzünün o seksen senelik fedakâr, çilekeş ve<br />

namuslu manasına, istemeyerek, zorla gelmiş, insanlarla kerhen ahbap olmuş,…”(SFA-HBSK).<br />

→ çağır-. ║ ahbap ol-, izin ver-, kabul et-.<br />

kesenkes:⌠5⌡/Kesinkes./ “Akşam inmişti kesenkes.” (Sİ-ÖKS). “Gülünç kaçmayacağına kesenkes<br />

güvenebilse, Özledim Süha isimli bir roman bile yazardı.” (Sİ-ÖKS)., “Özellikle de, -bunu kesenkes yazıyorum-, 'İkinci<br />

Yeni'den hiçbir zaman olmamış ya bizden çok yaşlı ya da bizden çok genç şairlerin şiirlerine bakıp.” (EA-DY)., “Hayaller bu<br />

defa kesenkes aklımı başımdan almıştı.” (Sİ-DSG).<br />

302

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!