19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

zengin, akıllı ve çılgın bir erkek düşlüyorum.»” (BU-GYÇ)., “Orada, kendi başına yaşar.” (PS-SK)., “Hiçbir şey yapmasa<br />

da, kimseye bir şey söylemese de onlardan özgür değildir, kendi başına varolamaz.” (OA-KB).<br />

1.⌠3⌡→ git-, onayla-, ver-.<br />

2.⌠32⌡→ çalış- [2], git- [2], oluştur- [2], yap- [2], yarat- [2], becer-, boğuş-, çöz-, dur-*,<br />

getir-, gez-, kalk- {yeltenmek}, kalkış- {yeltenmek}, oyna-, taşı-, topla-, yaşa-, yürü-. ║<br />

avluya çık-, çocuk büyüt-, dua et-, gazete çıkar-, halt et-, hareket et-, son ver-, terk et-, varol-<br />

*. ║ gider gelir.<br />

kendi hesabına:⌠3⌡/Kendine göre, kendince./ “Hayır, o kendi hesabına zengin olmak ister.”<br />

(HEA-T)., “Fakat kahveden çıkarken çoğu kendi hesabına kararını vermişti: Neme gerek, elin zamane piçiyle bu yaştan<br />

sonra yarışa çıkacak değilim ya!” (HEA-T).<br />

→ iste-. ║ istismar et-, karar ver-.<br />

kendi kendine:⌠514⌡/1. Kimseye danışmaksızın, kimseyle ilgisi, ilişkisi olmadan./<br />

“"(Battı her yanım, nere gideyim?)" dedi kendi kendine.” (FB-T)., “"Onca kitap arasından niçin bu kitabı seçip verdi<br />

bana?" diye sorar kendi kendine.” (FE-Ç)., “(Şaşkınlığının doruğunda söylenir kendi kendine.)” (OA-KO)., “…başını sık<br />

sık Kuşkaya'ya doğru kaldırarak kendi kendine gülüyordu:” (CD-Oİ)., “…anlaşma yapabileceğini anlayınca, kendi<br />

kendine gülümsedi;” (AA-İGA)., “Bir ara zannederim ki kendi kendine bir şeyler de mırıldandı.” (AHT-YG)., “Bir çocuk<br />

konuştu kendi kendine: Bu gece nerde yatmalı?2 (AKB-BŞ)., “Oğlunu Manisa'ya yollayalı beri sık sık kafasında şahlanan<br />

düşünce yine ayaklanmıştı ve hırçın ana, herhangi bir tesadüfün ikinci bir Safo yaratmasına engel olmak için, kendi kendine<br />

and içiyordu.” (MTT-SS). ; /2. Yalnız, tek başına./ “Bir kız çocuğu kendi kendine geziniyor.” (Sİ-DSG)., “Akşam<br />

oldu mu odasına kapanır, kendi kendine yaşar, çalışırdı.” (CK-İSDY)., “Arkadaşları dans ederken, o kendi kendine<br />

bahçede dolaşıyor, arasıra içki içmek için masalardan birine yaklaşıyordu.” (RNGBKD)., “Orada gecenin geç vakitlerine<br />

kadar kendi kendine içer, sonra yıkıla yıkıla evine dönerdi.” (?). ; /3. Kendisine./ “Ah neler çektim ben! diye kendi<br />

kendine acıdı Saffet Bey.” (PC-K)., “Arada bir duyduğu pişmanlığa anlam veremiyor, kendi kendine kızıyordu.” (PC-K).,<br />

“Bu arada söz vermişti kendi kendine, ne yapıp yapacak, Cengiz'i görecekti. (RI-KG)., “Cevriye'ye sorulsaydı Çevriye bunu<br />

ne karşısındakine, hatta ne kendi kendine izah edebilirdi.” (SD-FC)., “Darda kalmadıkça çene yarıştırmamaya söz verdi<br />

kendi kendine.” (RI-KG). ; /4. Başkasının yardımını ve ortaklığı olmadan./ “…kolay giyilebilir cinsten<br />

ayakkabıları kendi kendine giyebilir ancak bağlayamaz, tokasını takamaz…” (LN-BD)., “…. kendi kendine çalışıyor, kendi<br />

kendine para kesiyordu Darphane gibi.” (OK-KT)., “Engelleri kaldırdım mı iş kendi kendine yürür.” (EK-DT..A)., “Bir şey<br />

değil, bir parçacık kestim; ziyanı yok, kendi kendine geçer, diyordum.” (RNG-ÇK)., “Canım bana ne kendi kendine okusun<br />

yazsın.” (AA-AD)., “Bakın 40 yıldır kalkınmamız inanılacak gibi değil, millet bunu kendi kendine yapıyor, engellemelere<br />

rağmen...” (OS-HT). ; /5. Kendiliğinden./ “Kapı yavaş yavaş kendi kendine açıldı ve tak diye arkasına vurdu.” (MŞE-<br />

VÇ)., “Kimse bozmadı. Kendi kendine bozuldu.” (MŞE:MA)., “Yalnız, metod olsun, kanun olsun, bunların hiçbiri kendi<br />

kendine hiçbir şey yapamaz.” (MŞE:MA)., “Sonra, kendi kendine kalktı.” (YK-İM1)., “Bizde millet kendi kendine oluyor.”<br />

(OS-HT).<br />

1.⌠427⌡→ de- [149], sor- [58], söylen- [43], konuş- [30], gül-* [27], mırılan- [21], düşün-<br />

[18], gülümse- [13], söyle- [5], tekrarla- [5], uydur- [5], homurdan- [4], oyna- [3], ağla- [2], oku-<br />

[2], bağır-, çıkış-, esne-, fısılda-, iğren-, kararlaştır-, kız-, kibirlen-, kur- {düşünmek}, öfkelen-<br />

, say-, sayıkla-, seslen-, sus-, utan-, yaz-, yık-, yinele-. ║ and iç- [2], tekrar et- [2], cevap ver-,<br />

300

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!