19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

⇒ horul horul uyumak.<br />

hoş**:⌠39⌡/2. Bununla birlikte./ “Ø”. ; /3. Beğenilen, duyguları okşayan bir biçimde./<br />

“Bütün memleketli ile hoş geçinmiş, yerli değil ama, yerli gibi olmuş.” (MŞE-MA)., “"İş" veya "oya", yani bir şey ile<br />

meşguliyet, insana zamanını hoş geçirtir.” (TDK-D)., “Uyku tulumuna hoş bakmadılar, "Yorganimiz yoktir, hakaret olmaz<br />

bunda yatarsan?" Yatmadım, hakaret olmasın diye...” (FO-KSA).<br />

2. ⌠-⌡→ Ø<br />

3. ⌠6⌡→ bak-* [2], geçin-. ║ (zaman) geçir- [2], vakit geçir-.<br />

→ hoş bulmak (veya gelmek), hoş görmek (veya karşılamak), (birini) hoş tutmak.<br />

hoşça:⌠8⌡/2. Hoş olarak, iyice, güzelce./ “İşte hoşça vakit geçirin ve ibret dersi alın.” (ES-SUYK).,<br />

“Maşallah vaktinizi hoşça geçiriyorsunuz.” (RHK-BS)., “Sigarayı aynı pozla dudaklarının kenarına yerleştirmiş aynı<br />

mağrur bakışla hoşça gülümsüyordu.” (OP-KK).<br />

→ geç- (gün), geçir- (vakit), gülümse-. ║ vakit geçir- [5].<br />

hovardaca: Ø<br />

hoyratça:⌠10⌡/2. Kaba bir biçimde./ “Arabanın arka koltuğuna hoyratça itiyorlar.” (OB-HYD).,<br />

“Öne geçerek cesedin saçını hoyratça avuçluyor.” (AÜ-SG)., “Böyle iken enstitülere bu yüzden atılmadık şamar kalmamış,<br />

sonunda gericiler kızlarla erkekleri birbirlerinden ayırıp mutlu bir eğitim gelişmesini hoyratça, insafsızca baltalamışlardır.”<br />

(SE-KEÜ)., “BUYUKOGUL: (Şişeyi hoyratça çekip alır elinden.) Allah kahretsin!” (ÜA-TÖ).<br />

baltala-.<br />

→ it- [3], avuçla-, buda-, örsele-, savur-, sevil-. ║ elinden çekip al-, (gelişimini)<br />

hödükçe: Ø<br />

hukuken:⌠2⌡/Hukuki olarak./ “1924 anayasası Takriri Sükun kanununa, İstiklal Mahkemelerine izin<br />

verdiğine göre, açıkça hukuken Tahkikat Komisyonuna da izin veriyordu.” (ASA-AK)., “Meclisin feshi hemen hemen<br />

hukuken imkânsız hale getirilmiş, icra organı meclise tamamen tabi bir duruma sokulmuştur.” (TT-İMSHB).<br />

→ imkânsiz hâle getiril-, izin ver-.<br />

hunharca:⌠2⌡/Hunhara yakışır bir biçimde./ “Genç insanlara karşı en ufak bir hoşgörüden yoksun<br />

iktidar, yakalanmamayı başarıp kır ve kent gerillası eylemlerine kalkışanları hunharca katletti ya da darağacına yolladı.”<br />

(HC-KKKY).<br />

→ darağacına gönder-, katlet-.<br />

hususi:⌠2⌡/2. Özel olarak, özel bir biçimde./ “Bakıyor ki orada bir tay, bütün öteki atlardan<br />

bambaşka bir at... «Bu bana at olur.» diyor, atı ayırtıp üzümle, arpayla hususî besletiyor.” (PNB-AGUG)., “İHYA - Gelin,<br />

surda hususi konuşalım...” (HT-KAD)., “Bak, arabayı Amasya'da hususi yaptırdık.” (KT-Gİ).<br />

→ besle-, konuş-, yaptır-.<br />

hususuyla: Ø--<br />

huysuzca: Ø<br />

269

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!