19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

║ şarkı/türkü vb. söyle- [15], cevap ver- [3], çığlık at-, çığlık kopar-, dua et-, el çırp-, hava<br />

tuttur-, ilahi söyle-, kahkaha kopar-, karşı çık-, karşılık ver-, nâra at-, şarkı mırıldan-, tekrar<br />

et-, tempo tuttur-, türkü çal-.<br />

⇒ hep bir ağızdan demek (bağırmak, söylemek, konuşmak), hep bir ağızdan<br />

(şarkı türkü) söylemek.<br />

hep beraber:⌠121⌡/Birlikte./ “Evden hep beraber çıktılar, adam yapacak işleri olduğunu söyleyip,<br />

ayrıldı onlardan.” (AK-AA)., “Sultan Ahmet meydanına bakan evlerden birinde bir oda kiraladım. Hep beraber oraya<br />

gideceğiz...” (GY-H2)., “Nikâhtan sonra, hep beraber George V'in barına gidip, şampanya içtiler.” (AK-AA)., Ev halkı hep<br />

beraber içeriye girdiler. (RHK-BS)., “Ev halkı hep beraber içeriye girdiler.” (RHK-BS)., “Artık sıkılmıya başlıyordu. Hep<br />

beraber yürüdüler.” (HZU-AM)., “Şoparlar da gelsinler de hep beraber çalıp söyliyelim!...” (OCK-Ç)., “Hind'in evine<br />

gelince, parçayı hep birlikte yıkadılar, avlunun ortasına koydular, hep beraber oturup onu seyrettiler, seyrede seyrede<br />

azgınlaştılar, hep birlikte saldırdılar, sonra onu ısıra ısıra parçaladılar, azgın kanlar...” (AA-YÖT)., “Hep beraber geçinip<br />

gidiyoruz, sen ve kabiliyetsiz kocan dışarda ne halt edeceksiniz?” (AA-AD).<br />

→ çık- (-i, -e, -de, -den.) [9], git- [5], iç- [4], bağır-* [3], bak- [3], başla- [3], bin- (-e) [3],<br />

çalış- [3], gel- [3], gir- (-i/-e) [3], ye- [3], yürü- [3], bitir- [2], dön- [2], düşün- [2], eğlen- [2], geç-<br />

[2], gül- [2], kalk- [2], konuş- [2], anlat-, artır-, at-, büyü-, büyüt-, dal-, dinle-, diren-, düş-,<br />

düzenle-, göm-, gör-, görüş-, gülüşül-, hırsızla-, in-, islen-, kaç-, kal-, kirlen-, koş-, kucakla-,<br />

ol-, otur-, san-, taşı-, var-, yap-, yatıl-. ║ seyret- [2], ateş aç-, ateş et-, ayağa kalk-, ayak uydur-<br />

, çare bul-, dua et-, el çarp-, geçinip git-, gözden geçir-, gün geçir-, havuza atla-, icat et-,<br />

mes'ut ol-, müzakere et-, saza git-, sergi aç-, sohbet et-, söz ver-, tenkit et-, ter dök-, terk et-,<br />

teşrif et-, yol tut-. ║ çalıp söyle- [2], yuvarlanır gideriz.<br />

hep birden:⌠182⌡/Toplu olarak./ “Sonra hep birden, - Haydi pırt, bir kere de pırt, kadıya pırt, gidelim<br />

pırt... demişler.” (AN-MB)., “ER : Haydi bakalım! (Hep birden kalkar, çıkarlar.)” (CK-YÖ)., “Halkın onlara büyük güveni<br />

olduğundan, kimi seçin derlerse, halk onu seçerdi. Hep birden kalkıp Rasim Bey'in evine gittiler.” (AN-AZDE)., “Bu yaygara<br />

karşısında kızgın ihtiyarın yüzü yumuşadı da, bana, Bak oğlum, dedi, duyuyorsun ya, hep birden "Adam olmayız!" diye<br />

barbar bağırıyoruz.” (AN-AZDE)., “Kadınlar birbirlerine, sonra hep birden Seyd-Ali'ye baktılar.” (CD-Oİ)., “İçlerinden<br />

birisi: "Geri dönek, haber verek..." dedi. Hep birden ağır ağır şehre döndüler.” (GY-D)., “Birkaçı Kuşkaya'ya gitti, geldi;<br />

sonra hep birden şoseye yürüdüler, bir müddet durdular şosede.” (CD-Oİ)., “Dost yüzlü, cömert yürekli insanlar sarıyor<br />

çevremi. hep birden "Hoş geldin can..." diye sesleniyorlar.” (EB-BG)., “Erken satanlar da ötekileri beklediler, ikindi üstü de<br />

hep birden yola düştüler. Dört beş kadın hep birden arkalarına dönüp baktılar.” (YK-KSİ).<br />

→ de- [10], kalk- [8], git- [7], bağır- [6], bak- [6], çık- (-i/-e) [5], dön- [5], gül- [4], gel-<br />

[3], gör- [3], öl- [3], yürü- [3], bağrış- [2], dal- (-e) [2], düşün- [2], fırla- [2], götür- [2], gülüş- [2],<br />

kok- [2], koş- [2], otur- [2], seslen- [2], sor- [2], tuttur- (nağme, türkü) [2], anlat-, atıl-, ayaklan-,<br />

başla-, bina et-, birleş-, boşalt-, cırla-, coş-, çarpıl-, diril-, doldur-, eğil-, geç-, götür-<br />

{uğurlamak}, havlat-, iç-, in- (-dan), incele-, konuş-, öt-, parçala-, saldır-, salla-, savrul-,<br />

selametle-, sıçra-, sıkış-, söyle-, titre-, tutul-, tutuş-, uç-, (bir şey) yap-, yaşa-, ye-. ║ ayağa<br />

kalk- [10], (arkasına) vur- [2], cevap ver- [2], ağzına at-, akıl et-, alkış tut-, (arkasına) geç-, ateş<br />

260

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!