19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

haybeden: Ø<br />

haydi: Ø--<br />

haydi haydi:⌠10⌡/1. Kolaylıkla, rahatlıkla./ “Dernek onlar okumasını haydi haydi biliyorlardır.”<br />

(FA-ZY)., “Sen, ben bu lafı kullanırsak, cahil köylüler haydi haydi kullanır, öyle değil mi ama, Sinan Efendi?” (OK-KT).,<br />

“Halbuki -kendi oğlum olduğu için söylemiyorum- bugünkü günde, haydi haydi bir müsteşarlığı bile idare edebilir.” (YKK-<br />

KK). ; /2. Olsa olsa, en çoğu./ “Ø”.<br />

, geçim sağla-.<br />

1.⌠10⌡→ açıl-, aş-, bil-, bul-, git-, kazan-, kullan-, süpür- {ektisiz kılmak}. ║ idare et-<br />

2.⌠-⌡→ Ø<br />

haylazca: Ø<br />

hayli:⌠105⌡/2. Oldukça, bayağı./ “Bekir başını göğsüne eğdi, hayli düşündü, ensesini kaşıdı: Öyle!”<br />

(CD-Oİ)., “Çekim başladı, hayli ilerledi.” (RE-G)., “Ayşe hayli değişmişti.” (CD-Oİ)., “Böylece çabuk buluşmak umudu<br />

hayli arttı.” (GD-ADM)., “Bana asabî bir gülme geldi: Bizi hayli korkuttunuz Saffet Bey, sizi aramaya gelen iki adamı, az<br />

daha katledecektiniz.” (HEA-AG)., “Arka taraflara doğru gittik. Hayli uzaklaştık.” (FRA-Ç)., “O zamandan bugüne hayli<br />

vakit geçti.” (CKM)., “Köylüler etrafını alıp kolağasını ona bağışladılar.Kıta başındakiler yine hayli para vurmuşlardı.”<br />

(FRA-Ç).<br />

→ düşün- [6], ilerle- [4], değiş- [3], art- [2], hırpala- [2], hırpalan- [2], korkut- [2], sür-<br />

[2], uğraş- [2], uzaklaş- [2], yorul- [2], zayıfla- [2], açıl-, alçal-, aş-, benzeş-, besle-, büyü-,<br />

çekişil-, çoğal-, çök-, delir-, dolaş-, doldur-, döv-, duraksa-, etkile-, etkilen-, ezil-, ferahla-,<br />

gecik-, geliş-, genişle-, görüş-, hafifle-, heyecanlandır-, hiddetlen-, ısıt-, ilerlet-, kabar-, ,<br />

kolaylaş-, konuş-, öfkelen-, sars-, sarsıl-, seslen-, soğu- (istek), şaşırt-, tartış-, tartışıl-,<br />

uğraştır-, unut-, uza-, uza-, üz-, üzül-, yıpran-, zorlan-. ║ vakit geç- [2], azap çek-, cesaret ver-<br />

, çene çal-, değerini kaybet-, ehemmiyet ver-, geç kal-, gücüne git-, güçlük çek-, ilgi göster-,<br />

kafayı bul-, kaybet-, masraf edil-, (masraf) tut-, müessir ol-, pahalıya mal ol-, para vur-, para<br />

yedir-, sıkıntı çek-, sıkıntı ver-, ter döktür-, yabancı gel-, yardım gör-, yardımı dokun-, yol al-,<br />

yol alın-, zaman al-.<br />

hayranlıkla:⌠112⌡/Çok beğenerek, hayran kalarak./ “MELTEM: (Ona yine hayranlıkla<br />

bakar.)” (AA-TO3)., “Bu olağanüstü önerini saygıyla ve hayranlıkla karşıladım.” (FE-HBM-O)., “Deneylerle yapılan bu<br />

sunumları, seçici kurul üyeleri, gözlemciler ve yarışmacılar, büyük bir dikkat ve hayranlıkla izliyordu.” (GD-AK)., “Ahmet<br />

Ziya, hayretin ğır bastığı derin bir hayranlıkla, onu seyrediyordu; yaklaşıp, dudaklarını ağzına uzatırken, fısıldadı:” (Aİ-<br />

OKB)., “Çok saygılıydı ona. Hayranlıkla söz ediyordu.” (DC-BSKY)., “Ali Usta ile Selim örs üstünde karşılıklı demir<br />

dövmekte ve köylü alakalı bir hayranlıkla işi takibetmektedir.” (NH-YM).<br />

→ bak-* [42], dinle- [13], oku- [9], karşıla- [7], izle- [5], an- [3], okşa- [2], alkışla-, de-,<br />

elle-, gez-, hatırla-, incele-, kavra-, sev-, süz- {bakmak}. ║ seyret- [18], söz et- [3], takip et-<br />

[2], gözünü dik-, idare et-, seyreyle-.<br />

254

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!