19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

sallanıyor Yapraklar ağaçlarda …..” (VŞA)., “Hafiften başım dönüyor.” (AÜ-SG)., “‘Her içkinin bir mezesi, bir adabı, bir<br />

de müziği var,’ derken hafiften iç geçiriyoruz..” (OB-EA).<br />

→ titre- (sesi, vücut, ışık vb.) [6], tuttur- (şarkı, türkü vb.) [5], okşa- [3], sallan- [3],<br />

mırıldan- (şarkı vb.) [4], atıştır- (kar) [2], gül- [3], gülümse- [2], kestir- [2], kişne- [2], vurul- (bir<br />

şeye) [2], aç- (radyo), ağar- (gün), ağrı- (mide), başla-, çalış-, debelen-, dikleş-, dokun- (gaza),<br />

dokun-* (bir şeye), eğil-, eleştir-, es- (rüzgâr), geril-, gezindir-, hatırlat-, hırla-, ıslan-, itiş-,<br />

karar-, kert-, kıpırdaş-, kıpırdat- (dudak), kırçıllaş- (sakal), kızar-, koştur-, oyna-, oynaş-,<br />

pembeleş-, sarsıl- (yer), serinle- (hava), seslen-, sev-, sıyrıl- (entari), sor-, tekrarla-, uğulda-<br />

(kulağı), uyuş- (baş), yokla- (elle). ║ başı dön- [5], yüzü kızar-, (ağzını) eğrilt-, (benzi) kızar-,<br />

cilve yap-, eşlik et-, hisset-, iç geçir-, içi çek-, kaş çat-, (kaş) çatıl-, pus bağla-, (rüzgâr) çık-,<br />

(rüzgâr) es-, (şakaklarına) ak vur-, şaplak kondur-, şarkı söyle-, (yağmur) yağ-.<br />

→ hafiften almak.<br />

hafif tertip:⌠2⌡/Şöyle böyle, biraz, aşırılığa kaçmadan./ “Karı koca bakıştılar, gülüştüler,<br />

hafif tertip, birbirlerine göz kırptılar. N'oluyor?” (OK-AY)., “İhtiyar karısı, basma örtü örtü üstüne, bir köşede dişsiz ve<br />

çökük ağzı kımıldayarak efendisinin ibadetine iştirak ediyordu; iki genç ortağı dışarıda, bir taraftan hamur açıyorlar, bir<br />

taraftan hafif tertip kavga ediyorlardı.” (HEA-VK).<br />

→ gülüş-. ║ kavga et-.<br />

hafif yollu:⌠2⌡/2. Üstü kapalı, kısa bir açıklamayla, {az da olsa}./ “Pişmişim, efeliğe<br />

vurdum hafif yollu.” (İA-GKD)., “Ne diye yakalayıp getirdin elin insanlarını?.. Yahu uzun etme, zaten hafif yollu Türkçe<br />

anlıyorlar.” (KK-SE).<br />

→ anla-. ║ efeliğe vur-.<br />

haince:⌠4⌡/2. Hain bir biçimde./ “…..bir akrep girmiştir kapımı kırıp kocaman zehrini savurarak<br />

haince bakar hep bakar yüzlerce küçük hayvan kudurmuştur…..” (ŞY-1996)., “Rüküş kadın haince sürdürdü konuşmasını:<br />

…..” (Sİ-ÖKS).<br />

→ bak-, harca- (birini), pisle- {kötülemek}, sürdür- (konuşmasını).<br />

hakça:⌠7⌡/Adalete uygun bir biçimde, doğrulukla, adilane./ “Dünyanın tüm evliliklerine,<br />

gelir düzeyinde fark yapmadan, hakça dağıtılmış, masrafsız bir nimet vardır: Kan-koca kavgası...” (AB-BBYŞ)., “Deli-oğlan<br />

demiş ki: «Ben gider, kadıyı getiririni Kadı bölüşün parayı hakça.»” (PNB-AGUG)., “Akıl insanlar arasında hakça taksim<br />

edilmiştir.” (GY-D).<br />

→ bölüş-, bölüştür-, çöz-* (mesele), dağıtıl-, saç-, sayıl-. ║ taksim edil-.<br />

hakeza: Ø--<br />

hakikat:⌠5⌡/3. Gerçekten./ “Bak yüzüme, ben Haşmet Bey'den daha yaşlı değil miyim? Hakikat<br />

bakıyorum.” (HEA-AG)., “Yunanlılar hakikat ricat ediyorlar, değil mi Peyami?” (HEA-AG)., “Ve hakikat bu sözler onları<br />

teskin etti.” (HEA-VK)., “Asıl gelişinin sebebini söylerken hakikat dudakları titriyor, gözleri yaşarıyordu.” (HEA-VK).<br />

→ bak-. ║ dudakları titre-, gözleri yaşar-, ricat et-, teskin et-.<br />

247

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!