19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

⇒ ha bire konuşmak (demek).<br />

haddizatında:⌠1⌡/Aslında./ “Vakıa, derin düşünce, birçok mucize sahibi olan bu yeni ulûhiyetin<br />

haddizatında bir insan işi olduğunu da biliriz.” (GY-GH).<br />

→ bil-.<br />

hadisesiz:⌠3⌡/2. Olaysız bir biçimde./ “Öğleden sonra birinci ders hâdisesiz geçti.” (RNG-YG).,<br />

“Bir ay hadisesiz geçti.” (HT-KSA).<br />

→ geç- (zaman, ders vb.) [3].<br />

hafifçe:⌠479⌡/Hafif olarak, hafif bir biçimde, belli belirsiz./ “Küçük bey! diye hafifçe<br />

gülümserdi.” (EÖ-P/S)., “….. onu yeniden ele geçirebilmenin ümidinin yarattığı iç titremelerini hissetti, avuçları terledi,<br />

yüzü hafifçe kızardı.” (AA-İGA)., “Erkek karışma doğru hafifçe eğildi. - Ödeştik, dedi.Dört kahve bizden, üç bira<br />

onlardan.” (KHK-YAH)., “Hikmet Bey'in yanına gelip koluna hafifçe dokundu.” (AA-İGA)., “Hastalığında Ayşe'nin<br />

yüzünü, saçlarını okşar gibi hafifçe okşadı ağacı.” (CD-Oİ)., “NEVİN: -Biraz. (hafifçe güler.)” (GY-KO)., “Kaşları<br />

çatılmış, ağzı hafifçe aralanmıştı.” (AA-YÖT)., “Müziği bir ekskavatörün gürültüsü bastırır; marke dekorumuzun çıtaları<br />

hafifçe sallanır.” (AA-TO3)., “Arkasından hafifçe gülüştüler bile...” (FRA-Ç)., “Doğan hafifçe öksürdü, en etkileyici sesini<br />

aranarak, Eşfak'a: ...boşver, dedi.” (Aİ-OKB)., “Hayranlıktan da öte, sanki... sanki... Hafifçe ürperir.” (AA-TO3).,<br />

“Gözlerimi kapayıp başımı hafifçe önüme eğeceğim.” (PK-BCR)., “Beyaz tül hafifçe sallanıyordu.” (BB-BBÇ)., “Gözlerini<br />

hafifçe yumuyor.” (EB-BG)., “Saygı ile iki elime sarıldı. ‘Gördüğünüz gibi tezime devam ediyorum,’ dedi bana, hafifçe göz<br />

kırptı.” (GY-H2).<br />

→ gülümse- [30], kızar- (yüzü, benzi vb.) [15], eğil- [13], dokun- (omza, kola vb.) [12],<br />

okşa- [12], gül- [11], aralan- (bir şey) [10], sallan- [10], gülüş-* [9], it- [8], öksür- [8], tut- (el,<br />

omuz vb.) [7], titre- (el vb.) [6], ürper- [6], dön- [5], irkil- [5], kaldır- [5], doğrul- [4], inle- [4],<br />

kalk- [4], mırıldan- [4], vur- (bir şeye) [4], vur- (kapı) [4], dişle- [3], kaydır- [3], öp- [3], sarar-<br />

[3], arala- (bir şeyi) [2], başı dön- [2], dayan- [2], dokundur- [2], güldür- [2], hırçınlaş- [2], ıslan-<br />

[2], kay- [2], kımılda- [2], kıpırdan- [2], mahmuzla- [2], pembeleştir- [2], salla- [2], sark- [2],<br />

sars- [2], uzaklaş- [2], yaslan- [2], yüksel- (ses, yol vb.) [2], açıl-, aksa-, aksır-, alın-<br />

{gücenmek}, aydınlat-, aydınlatıl-, bırak-, boğuş-, boya-, bozul-, buğulan-, burkul-, çıtırda-,<br />

çekiş-, çevir-, çök-, çözül-, dal-, dalaş-, dalgalan-, dokunul-, döndür-, dönüş-, duyul-*, esne-,<br />

gerile-, gerin-, gezdir-, gıcırda-, hatırlat-, havalan-, havalandır-, heyecanlan-, hopla-, ısır-, ışı-,<br />

indir-, karar-, kasıl-, kaşı-, kıpırda-, kırış-, kırpıl-, kıvrıl- (vücut), kıvrıl- (yol), kızıllaş-, kişne-,<br />

kok-, kork-, kucakla-, oyna-, oynat-, sarsıl-, sendele-, seslen-, sev-, sevin-, sıçra-, sık-, sırıt-,<br />

silkin-, sinirlen-, sol-, soluklan-, sor-, soy-, söyle-, sür-, sürükle-, şaklat-, şaşala-, tepin-, terle-,<br />

tıklat-, topalla-, tökezle-, tut- (kar), tutun-, uç-, uzan-, üşü-, vurul- (değnek), yaklaş-, yar-,<br />

yaralan-, yerleştir-, yüklen-, zedelen-. ║ başını (öne/yana) eğ- [18], (başını) salla- [6], (başını)<br />

çevir- [5], (başını) kaldır- [4], (boynunu) bük- [4], kaşı çatıl- [4], (elini) sık- [3], geri çekil- [3],<br />

(kaşını) çat- [3], (kaşını) kaldır- [3], (başını) kaldır- [2], (gözlerini) yum- [2], iç çek- [2],<br />

245

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!