19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

⇒ güle güle ölmek, güle güle bayılmak.<br />

gümbedek: Ø<br />

gümbür gümbür:⌠32⌡/Büyük bir gürültü ile./ “Kaynanası berbat bir kadınmış, bir çene varmış<br />

kadında, günlerce sanki ramazan davulu mübarek, gümbür gümbür ötüyormuş... Evde de böyle gümbür gümbür ötüyorsa,<br />

Niyazi bey de ona yanıt veremiyorsa….” (Mİ-DHB)., “Kapıyı açın; yoksa okulu kapatırım" diye gümbür gümbür bağırıyor.”<br />

(MU-BDA)., “Toplar gümbür gümbür atılıyor.” (HEA-AG)., “Göç gümbür gümbür konuyor Akmaşata.” (YK-BE).<br />

→ öt- [3], bağır-, git-, konuş-, uyut-. ║ göç kon-, kapı vur-, kapı vurul-, müzik çal-,<br />

tokmak indir-, top atıl-, yumruğu masaya vur-. ║ harcanıp git-. ║ atar durur (yürek).<br />

⇒ gümbür gümbür ötmek.<br />

günahsız:⌠3⌡/2. Günahı ve suçu olmadan./ “Günahların kefaretini ödeyeceğimi bilirim. Günahsız<br />

yaşanmaz bilirim, kim var günahsız yaşayan, söylesene?” (FE-HBM-O)., “Yirmi yıl sonra onun da, on dokuz oğlu işte<br />

suçsuz, günahsız boğduruluyordu.” (MTT-SS)., “Şehzade Mustafa öldü, günahsız öldü, kurban sundu kendisini babasının<br />

devleti için, bu gün hayaleti sarsıyor devleti.” (OA-YDBYKL).<br />

→ boğdurul-, öl-, yaşan-*.<br />

günaşırı:⌠11⌡/Bir gün ara ile, iki günde bir, {sıkça}./ “Çoğumuz birlik olup günaşırı giderdik.”<br />

(F-BS)., “Refik Bey de günaşırı hastaneye uğruyor ve Fikriye'nin sağlık durumuyla ilgileniyordu.” (HT-GF)., “Evde, on gün<br />

yattım, dedi. Îclal günaşırı gelmiş, yoklamış. 'Oğlanmış' dedi.” (TDK.-ÖÖ)., “….ortalık siler, toz alır, günaşırı yemek<br />

yapar, pazarları çamaşır yıkar Zebercet'e ağa der.” (YA-AO).<br />

gidip gel-.<br />

→ git- [2], uğra- [2], gel-, iç-, yaz-*, yokla-. ║ çocuk aldır-, tıraş ol-, yemek yap-. ║<br />

günbegün:⌠5⌡/Günden güne./ “….yedi kapısını sararı Celalilerin öfkesini hissediyorduk günbegün.”<br />

(FA-SUYK)., “Kırk yıla yakın bir zaman geçmiş olmalı, Hürriyet gazetesinde Muazzez Tahsin Berkand'ın Yılların Ardından<br />

romanının tefrikasını günbegün okumuştum.” (FA-SUYK2)., “Çok genç yaşta gitmeseydi, şiiri onun elinde günbegün daha<br />

iyi anlayacaktık.” (GY-R)., “Günbegün kendi değişimimi izliyorum değişen yüzünde.” (OB-EA).<br />

→ anla-, genişle-, izle-, oku-. ║ hisset-.<br />

günde: Ø<br />

günden güne:⌠99⌡/Gün geçtikçe, gittikçe, gün günden./ “Milet kentinin zenginliği günden<br />

güne artıyor.” (CAK-AKBO)., “İşler gitgide açılıyor, şirket günden güne büyüyor ve benim telefon sürekli çalıyordu: Ben<br />

deterjaneı bilmem kim...” (KK-SE)., “Umutlar azaldı, günden güne, mutluluklar Ve ekmeğimiz.” (CK-BŞ)., “Hayvanın sütü<br />

günden güne eksiliyordu.” (CD-Oİ)., “Saime günden güne güzelleşir, Saime'nin saçları günden güne değişir.” (SFA-SS).,<br />

“Türk ordusu ise günden güne güçleniyor ve akıllıca yönetiliyor.” (TÖ-ŞÇT). “Jülide daha 20 yaşında bile yoktu, günden<br />

güne sararıp soluyordu.” (HT-GF). “Durumumuz günden güne kötüye gidiyordu, annem işleri zamanında yetiştirmeye<br />

çabalıyordu, ama o günlerde bir kadının baskı işiyle uğraşması olanaksızdı.” (AK-MS)., “Taşları eskimiş eskimesine,<br />

yosunlar tutup dalgalardan yıpır yıpır yıpranmış, yenmiş, kemirilmiş... olsun, üzerinden yıllar da geçmiş olsun isterse,<br />

günden güne daha da önem kazanıyor.” (Sİ-İGÇÖ2).<br />

236

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!