19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

⇒ gevşek bırakmak, gevşek davranmak.<br />

geyikler kırkımında: Ø<br />

gıcıkça: Ø<br />

gıcır gıcır:⌠6⌡/3. Tertemiz, yepyeni, pırıl pırıl olarak./ “İsteyenin evini gıcır gıcır temizlerim.”<br />

(BŞ-DKO)., “Oradan su alıp gıcır gıcır yıkayacağız bardakları.” (AK-MY)., “… döşeme tahtalarını gıcır gıcır oğmuştu.”<br />

(YKK-A).,<br />

→ temizle- [2], yıka- [2], oğ-, sil-.<br />

→ gıcır gıcır etmek.<br />

gıcırı bükme: Ø<br />

gıdım gıdım:⌠2⌡/Azar azar./ “Orada konaklayan «yolcu» kuşaklara karınca kararınca bildiklerini,<br />

bazen gıdım gıdım, bazen cömertçe aktarırlar.” (HT-ÖTÖ)., “Kiminse, bir tutuklunun reçel kavanozu dolaştırıldı, gıdım<br />

gıdım bölüştürüldü hepimize, ev reçeli besbelli!” (VB-SvB).<br />

→ aktar-, bölüştürül-.<br />

gıldır gıldır: Ø<br />

gırç gırç: Ø<br />

gır gır:--<br />

→ (biriyle) gır gır geçmek<br />

gırla:--<br />

→ gırla gitmek.<br />

gıyaben:⌠8⌡/1. Kendi yokken, ortada olmaksızın./ “….. Selahattin Delidere ve Behçet<br />

Cantürk'ün vicahen tutuklanmasına, Abdulcebbar Doğru ile Sabit Cantürk'ün de gıyaben tutuklanmasına karar verdi.” (SY-<br />

BECO)., “İdamı ona gıyaben verdiler.” (SD-FC). ; /2. Adını, sözünü başkalarından duyarak, görmeden./<br />

“Deminki züppe onu herhalde gıyaben tanıyor; görürse numarasını verir.” (RHK-BS)., “Henüz tanışmamış olanlar bile kim<br />

olduklarını gıyaben bilirlerdi.” (AŞH-BM).<br />

1.⌠2⌡→ idam ver-, karar ver-.<br />

2.⌠6⌡→ tanı- [3], bil- [2] ║ zannet-.<br />

⇒ gıyaben tanımak, gıyaben bilmek.<br />

gıyabında: Ø--<br />

gibi:X<br />

gibilerden: Ø--<br />

gibisinden: Ø--<br />

228

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!