19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yatağa uzan-, yatağını paylaş-, yatak seril-, yelken aç-, yol al-, yol yürü-, yolculuk yap-. ║<br />

soyunup otur-. ║ alır götürür, içer sıçar, yatar uyur.<br />

geceleyin:⌠49⌡/Gece vakti./ “Sizi buraya getiren de kardeşimdi. Geceleyin sokağa çıkamıyoruz.” (SFA-<br />

HBSK)., “Geceleyin hafif bir kıpırtıyla uyandım.” (DÖ-GYKK)., “…geceleyin döndüm eve cüceyim kurbağayım<br />

orangutanım ne insanım ne şeytan içtimse kör olayım geceleyin döndüm eve maymun gibi tırtıl gibi…” (HH-HÖZ)., “O gün<br />

çiftliğe dönmekle beraber, geceleyin buraya tekrar geldiler.” (KHK-YAH)., “Geceleyin karpuz sergisine gittik.” (MU-BDA).,<br />

“Geceleyin kaybolduğu gibi geceleyin dönmüştü.” (CD-Oİ).<br />

→ dön- [4], bak- [3], gir- [3], gel- [3], kal- [2], uyan- [2], uyu-* [2], belirle-, çalış-,<br />

düşün-, geç-, git-, gör-, kıpırda-*, öl-, sal-, sar-, terle-, tutuştur-, ver-, yak-*, yat-, yürü-, yürüt-<br />

. ║ adımını dışarı at-*, asker çık-, can at-, (denize) gir-, donsuz yat-, gözyaşı dök-, (kapısını)<br />

çal-, (kar) yağ-, kurşuna dizil-, (odaya) dol-, (rüyasını) gör-, sokağa çık-*, (yatağını) yadırga-.<br />

geceli gündüzlü:⌠11⌡/Hem gece hem gündüz, sürekli, aralıksız, durmaksızın./ “Üç<br />

gündür geceli gündüzlü sınavlara çalışıyorum.” (OA-M)., “Onlardan ziyade kendim için, kendimi işsizlik ve yalnızlığın<br />

müzmin melaline kaptırmamak için geceli gündüzlü didiniyorum.” (RNG-ÇK)., “Türkiye'yi kurtarmak için bir şey yapmalı<br />

idi. Geceli gündüzlü bunu düşünüyordu.” (FRA-Ç). “Şimdi geceli gündüzlü partilerde anlatıp duruyorlarmış. (Rıdvan gene<br />

durgunlaşır) Bilmem, günahı getirenlerin boynuna...” (VT-BÖKDYO)., “On gün, geceli gündüzlü işkencede tutmuşlardı.”<br />

(OB-EA).<br />

→ çalış-, didin-, düşün-, öğret-, sür-, uğraştır-. ║ baskı hisset-, işkencede tut-, (yağmur<br />

vb) yağ-. ║ çalışıp çabala-, anlatıp dur-.<br />

geç:⌠66⌡/2. Kararlaştırılan, beklenen veya alışılan zamandan sonra, erken karşıtı./<br />

“Sonra geç olur benim için..” (AA-TO3)., “"Akşam geç yattık," diyor anlamlı anlamlı gülümseyerek.” (AÜ-SG)., “Bizimki de<br />

geç geldi.” (FB-ID)., “Bağırıp çağırmayı geç öğrendim ben.” (MM-ÜAKO)., “Bu gece sordu. Geç dönmüştü dışardan;<br />

geçerken önünde durdu; rakı kokuyordu.” (YA-AO)., “Biz bunu geç haber alıyoruz.” (SB-HAY)., “Geç farkettim taşın sert<br />

olduğunu.” (CST-BŞ).<br />

→ gel-* [19], yat- [6], dön- [4], koy- [4], anla- [3], öğren- [3], başla- [2], git- [2], git- [2],<br />

aç-, ayıl-, bırak-, büyü-, çıkar- (pijama), gir-, gör-, götür-, kavuş-, öde-, toplan-, ulaş-, uyan-,<br />

yayımla-, ye-. ║ haber al-, (hava) karar-, farkına varıl-, fark et-, (güneş) doğ-, tıraş ol-.<br />

→ geç kalmak.<br />

⇒ geç gelmek.<br />

geççe:⌠1⌡/Biraz geç olarak, geç saatleri yakın./ “Bilmem, kaçı kaç geçe, Bilmem, kaça kaç kala Ya<br />

erkence, ya geççe, Sıram gelir, hoppala!” (NFK-Ç).<br />

→ sıra gel-.<br />

geçe (I): Ø--<br />

geçende:⌠42⌡/Ne kadar geçtiği belli olmayan yakın bir zaman önce./ “Geçende Gülnar'a<br />

gittim de elim titreyerek sadece iki buçuk lira harcayabildim ne dersin sen?” (FO-KSA)., “Geçende birisi de "şiir durdu"<br />

223

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!