19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

evvel zaman: Ø<br />

ezberden:⌠21⌡/Ezberlenmiş biçimde, ezbere./ “Bu hanımlar biribirlerinin güzelliklerini,<br />

mücevherlerini, esvaplarını, hele ferace, çarşaf, manto, maşlah, yeldirme gibi sokak kılıklarını ezberden bilirlerdi.” (AŞH-<br />

BM)., “Bu sefer defterden değil, ezberden okuyordu.” (MŞE-MA)<br />

→ bil- [8], oku- [8], çevir-, konuş-, öğren-, tamamla-, yaz-.<br />

→ ezberden yapmak.<br />

⇒ ezberden bilmek, ezberden okumak.<br />

ezbere:⌠70⌡/1. Ezberleyerek, bir yerden okumayarak, bir yere bakmayarak./“Ancak,<br />

bütün halk edebiyatını ezbere bilirdi.” (CS-GC)., “O da, ben de bazı hikâyelerini ezbere okuyoruz.” (FA-SUYK) ; /2. mec.<br />

Aslını, gerçeğini anlamadan, bilmeden, düşünmeden, incelemeden./“Geceydi, ortalık kararmıştı, art<br />

arda geçen arabaların ışıklarından hiçbir şey görmüyor, ezbere gidiyordu, el yordamıyla.” (SKA-GA)., “Ben,<br />

bakmıyorsunuz, ezbere ilaç veriyorsunuz, dedim.” (MŞE-VÇ).<br />

1.⌠68⌡→ bil-* [41], oku-* [17], say- [2], söyle-*[2], anımsa-, çal-, çiziktir-, gör-,<br />

tamamla-, türkü oku-, akılda kal-.<br />

2.⌠2⌡→ git-, ilaç ver-.<br />

→ ezbere konuşmak, (bir yeri) ezbere bilmek, ezbere almak, ezbere anlatmak, ezbere<br />

yapmak.<br />

⇒ ezbere bilmek, ezbere okumak.<br />

ezcümle: Ø<br />

ezel ebet: Ø<br />

ezgince: Ø<br />

ezile büzüle:⌠5⌡/Utangaçlıkla, sıkılganlıkla./ “Ataç, Avni Başman'ın yanında oturuyormuş; ezile<br />

büzüle ona "Bugünlerde Yahya Kemal aleyhinde bir yazı yazmaya mecburum' (Bu mecburiyet o sıralarda şiddetle benim<br />

aleyhimde bulunan İsmet Paşa'nın ona emri olmak mânasındadır). Fakat bu yazıyı Ulus'ta değil, az okunan Ülkü'de<br />

yazacağım ve sekiz punto dizdireceğim ki kimse okumasın' demiş.” (BA-YYY). “Kadın hiç cevap vermedi; ezile büzüle, sıska<br />

bir yavru köpek gibi duvara, kapının pervazına sürünerek dışarı çıktı.” (RHK-MH). “Önce masalarına oturtmadılar,<br />

bekledim; oturtunca garson gibi mutfağa yolladılar, gittim; haftalık bir dergiyi görmek istediler, gazeteciye koştum getirdim;<br />

birinin portakalını soydum, öbürünün yere düşürdüğü peçetesini ondan önce davranıp aldım ve soruları üzerine tam<br />

istedikleri gibi, ezile büzüle, efendim, ne yazık ki Fransızca bilmediğimi, ama akşamlan elimde sözlük, 'Fleurs de Mal'i<br />

sökmeye çalıştığımı söyledim.” (OP-KK).<br />

→ de-, söyle-. ║ (dışarı) çık-, (içeri) gir-, (koğuşa) dön-.<br />

ezim ezim:--<br />

→ ezim ezim ezmek.<br />

ezkaza: Ø<br />

212

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!