19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

evvela:⌠36⌡/Önce, ilk önce, ilkin./ “Genç zabit, evvela inanamadı.” (RNG-YG)., “Çocuk evvelâ<br />

şaşırdı.” (SA-K/S)., “Evvelâ tereddüt ettim.” (MB-AK)., “Muhterem reis buba, evvelâ selâm ederim, iki gözlerinden<br />

öperim.” (NH-MİM3).<br />

→ inan-* [3], şaşır- [3], alın- {gücenmek}, anla-*, çat-, gör-*, gül-, ısın-, iç-, kestir-*,<br />

selâmla-, sevindir-, söyle-, yadırga-, yorul-. ║ tereddüt et- [2], aklı er-*, azlet-, cesaret et-*,<br />

ehemmiyet ver-*, eline al-, fark et-*, geri çekil-, göz at-, hoşuna git-, inkâr et-, selâm et-,<br />

sigara iç-*, tahammül et-*, tereddüde düşür-.<br />

evvel ahir: Ø<br />

evvelce:⌠36⌡/1. Önce./ “A, çocuk, niçin bana evvelce söylemedin, seni oraya göndertmemenin bir kolayını<br />

bulurduk.” (YKK-KK)., “Bunu evvelce de yazmıştım.” (GY-GH)., “Ben sık sık senin yüzüne bakarım, olur mu? - Evvelce<br />

anlaştık, ben alışverişe karışmayacağım.” (CD-Oİ). “Dosyası tertemiz. Evvelce şüphelenmiştik.” (RHK-BS)., “Bekir sanki<br />

Sultan'la evvelce konuşup karar vermiş de sonra caymış gibi başını eğdi: Açlıktan gebersem, ekmek isteyemem...” (KT-Gİ). ;<br />

/2. Önceleri, eskiden./ “Siz bu meydanı evvelce görmeliydiniz; hiç de böyle mahzun değildi.” (AHT-YG)., “Tahsin<br />

Bey ismindeki bu adam kırk yaşlarında vardı. Evvelce iki defa evlenmiş, ikisinde de mesut olamamıştı.” (RNG-YD).<br />

1.⌠30⌡→ söyle-* [10], yaz- [5], anlaş-, belirt-, bil-, düşün-, şüphelen-, yapıl-,<br />

yayımlan-, yolla-. ║ arz et- [2], dikkat et-*, itiraf et-, karar ver-, naklet-, neşrolun-.<br />

2.⌠6⌡→ anlat-, bağlan-* (bir yere), evlen-, gel-*, gör-. ║ hatıra gel-*.<br />

⇒ evvelce söylemek.<br />

evvelden:⌠15⌡/Önceden, eskiden, evvelce./ “Keyfiniz kaçar, dalganın artacağını, çok kere şehrin<br />

merkezine, belediye binasının bulunduğu mahalleye doğru son dereceye çıkacağını evvelden bilirsiniz.” (RNG-AR)., “İşin<br />

buraya geleceğini daha evvelden hissetmiştim.” (RNG-ÇK)., “Ama geleceğinizi bize evvelden telgrafla bildirirsiniz, sizi<br />

Şarkışla'da trende karşılamağa geliriz.” (OK-C)., “Kimse evvelden buna inanmazdı.” (EK-DT..A)., “Ömer Efendi serbest ve<br />

herkesle temasta oldukça o adamı tutamayacağımızı ben size daha evvelden söyledim.” (HEA-VK)., “Mümtaz, genç kadının<br />

güzel ve biçimli büstünü, beyaz bir rüyayı andıran yüzünü daha evvelden beğenmişti.” (AHT-H).<br />

→ bil- [2], beğen-, bildir-, düşün-, gerek-, hazırlan-, inan-*, söyle-, tanı-. ║ hisset- [2],<br />

terk et-, tanzim edil-, haber ver-.<br />

evvelemirde:⌠4⌡/Öncelikle, ilk önce, her şeyden önce./ “Silaha ihtiyacı olan kimse<br />

evvelemirde emniyet ettiği diğer birinden en iyi cins silahın hangisi olduğunu sormalıdır.” (HCY-TPH)., “Müdafaalarını<br />

deruhte eylediğimiz zevatın heyeti hâkimeleri huzuruna şevki için kararname ve iddianamede isnat edilen mevaddın mahiyeti<br />

kanuniyeleri bizi evvelemirde hukuku umumiye ile alakadar edecek bazı izahat vermeye mecbur ediyor.” (HCY-TPH).<br />

→ öneril-, sor-. ║ mecbur et-, neticeye bağla-.<br />

evveli:⌠1⌡/2. Eskiden./ “Ø”. ; //Önceden.// “Sonra, birden kendini toparlayıp: - Bu kadar genişmiş<br />

mezhebin, niye evveli haber vermedin? dedi.” (HT-KSA).<br />

→ haber ver-.<br />

evvelleri:⌠7⌡/Önceleri./ “Bu bilgisizliğin evvelleri beni çok üzerdi.” (AHT-YG)., “Ne kadar güleceğiz,<br />

haniya evvelleri nasıl gülerdik... “(HZU-AM)., “Namınız semtimize çok daha evvelleri geldi.” (TB-KA). “Bıldırda geldik,<br />

ondan önceki yıl da... evvelleri Angara'ya giderdik.” (OK-AY).<br />

→ gel-, git-, gül-, iste-, üz-. ║ hüküm sür-, iktifa edil-*.<br />

211

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!