19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

→ git- [2], bekle-.<br />

efil efil:⌠1⌡/Hafif, kesintili ve yavaş bir biçimde./ “İncecikten bir kardı, yağardı efil efil,<br />

Lavinya'mdı, ben ona Nedim'den bir gazeldim, …” (ŞY-2001).<br />

→ (kar) yağ-.<br />

eğreti:⌠8⌡/5. Üstünkörü, ciddiye almadan.{yakışıksız bir biçimde}/ “Heyecanlı olduğu, her<br />

halinden belli; süsü ve özeni yerinde ama, biraz eğreti duruyor.” (Aİ-YK)., “O odaya yerleşmedik, eğreti kaldık.” (TDK.-<br />

ÖÖ)., “Bakıyorum Erhan, uyuyup kalmamak için yatağın kıyısına eğreti oturmuş sigara içiyor, gözlerini kapıya dikmiş<br />

sevişmek için beni bekliyor.” (İA-GKD).,<br />

→ dur- [2], kal- [2], otur- [2], kapatıl-. ║ hisset-.<br />

eğri: Ø<br />

ekmeksiz:⌠7⌡/3. Ekmek olmadan./ “Geçen gün ekmeksiz kaldım... Yemeği ekmeksiz yedim.” (YKK-<br />

KK). “Biz bugün kumanyamızı ekmeksiz idare etmiştik.” (EÖ-GSA).<br />

→ kal- [5], ye-. ║ idare et-.<br />

ekseri:⌠3⌡/Genellikle./ “Olumsuz eleştirilerde bulunanlar bile, ekseri; "Mevsim Öz, bir romancı olarak<br />

kendini kanıtlamıştır." diyorlardı.” (EI-KA)., “Ayten, ekseri uyukladı.” (EI-KA)., “Omuz silkip, geçer mi., ekseri öyle olur<br />

ya.” (EI-KA).<br />

→ de-, ol- (öyle), uyukla-.<br />

ekseriya:⌠15⌡/Genellikle./ “Bu mevsimden sonra günler ekseriya bugüne benzer.” (RNG-ÇK).,<br />

“Galatasaray tarafına yürür ve ekseriya Ömer'le karşılaşırdı.” (SA-İÇ)., “İbrahim'le Hamdi iddialaşırken ötekiler ekseriya<br />

lafa karışmazlardı.” (KT-Gİ)., “Hakkı Celis'e gelince, o, ekseriya konuşurken evvelce ne dediğini unutuverir ve en can<br />

alacak bir cümlenin ortasında birdenbire durarak bön bön dayısının yüzüne bakardı.” (YKK-KK).<br />

→ benze-, buluş-, denil-, karşılaş-, konuş-, söyle-, unut-. ║ alıkoy-, ateş al-*, hacet<br />

kal-*, hayrete düş-, ihmal et-*, kalabalık ol-, lafa karış-*, müphem kal-.<br />

ekseriyetle:⌠2⌡/1. Genellikle./ “Maalesef aklımın beğendiğini ruhum ekseriyetle sevmemiştir.” (GY-R).<br />

; /2. Çoğunlukla./ “Fakat öğleden sonra <strong>Mehmet</strong>'in gitmediği beş köyde seçimi kahir ekseriyetle kaybettiler.” (HT-<br />

KSA).<br />

1.⌠1⌡→ sev-*.<br />

2.⌠1⌡→ kaybet-.<br />

eksik artık: Ø<br />

eksiksiz:⌠25⌡/2. Tam olarak./ “Her şeyi eksiksiz anlatsın diye ses çıkarmadan dinliyorum.” (MM-<br />

ÜAKO)., “Bu sebeple Manisa Sarayı'nda kendine nasıl bir rol ve vazife düştüğünü eksiksiz biliyordu.” (MTT-SS)., “Eksiksiz<br />

işitebilmişsem, yazdıklarıma güzel derler. Eksiksiz işitememişsem, ortaya çıkan değersizdir.” (FHD-50S)., “soluk ellerini<br />

tutabilsem pia'nın ölsem eksiksiz ölürdüm” (Aİ-SB)., “II. ERKEK : Eksiksiz hazır olmalı her şeyim.” (GA-TO)., “Onların<br />

yapıtları ve yapıtlarda kendini duyuran, hiç değilse eleveren 'dünya' bir sancıyı eksiksiz dile getirir.” (EB-YU).<br />

200

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!