19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

kullan-, öksür-, övün-, seyir-, soğu-, tartış-, tekrarla-, üşü-, vurgula-, yak-, yalvar-, yaz-,<br />

yazdır-, ye-, yel-, yenileş-, yinele-. ║ ateş et-, hayal kur-, iz sür-, (kar) yağ- [2], karnı ağrı-, of<br />

çek-, şarkı söyle-.<br />

⇒ durmadan konuşmak, durmadan içmek.<br />

durumca: Ø<br />

durup durup:⌠51⌡/{1. durarak. 2. Ara sıra, zaman zaman, bekleyerek.}/ “Karısına;<br />

durup durup:"Sen bir peri kızısın" diyordu.” (YKK-A)., “Bir haftadır bir sıcak vardı, yaz sanırdın, ihtiyar köylüler durup<br />

durup, şu domuz dağa bakıyorlardı.” (SFA-HBSK)., “Öğleden beri, durup durup başlıyor.” (Aİ-YK)., “Durup durup, yanı<br />

başında dizginleri tutan Selim'e, "Dah de oğlum şunlara..." diye söyleniyor, sonra dayanamayıp, atlara kendisi<br />

bağırıyordu:"Deh! ülen keratalar..."” (SK-D)., “Koca Halil atı gördükçe durup durup ah çekiyor, «eşşek başım,» diyordu.”<br />

(YK-OD)., “Yolda gördüğü karı kız, durup durup laf atıyor :Şehre göçüyorsunuz artık ha?” (FB-ID)., “Yolda, <strong>Mehmet</strong><br />

Ali'ye durup durup şu sözleri tekrar ediyordum:"Anan, benim anam; kardeşlerin benim kardeşlerim olacak.” (YKK-Y).<br />

→ de- [5], bak- [3], başla- [2], çal- [2], öt- [2], söylen- [2], ağla-, an-, anlat-, bağır-,<br />

bakış-, çarp-, dinle-, elle-, gül-, gülüş-, havla-, ısır-, inle-, iste-, kıpırda-, koklaş-, kucaklaş-,<br />

mırıldan-, oku-, sarıl-, seslen-, sor-, söyle-, tekrarla-, yakın-*. ║ ah çek-, başını salla-, çığlık<br />

at-, danset-, icad et-, içinden konuş-, içini çek-, kadeh tokuştur-, laf at-, tekrar et-, yolcu al-.<br />

durup dururken:⌠76⌡/1. Gereği veya nedeni yokken./ “Bazan durup dururken, "Sök demesi<br />

kolay, Naciye," derdi, "Hala Adile haklı."” (F-PY)., “Esirler geçiyordu. durup dururken ikide bir:- Yaşa Mustafa Kemal<br />

yaşa... diye bağırıyorlardı.” (FRA-Ç)., “Ama oğlum da durup dururken böyle sorular sorar.” (AA-RÜ)., “…. bir yaz günü<br />

durup dururken sana seni sevdiğimi söyledim…” (TU-BŞ)., “Ben de durup dururken günaha girdim.” (FŞ-EF)., “Çok<br />

şakacı atalarımızdan biri, durup dururken kıçından uydurmadı ya bu lafı!” (FŞ-EF). ; /2. Ansızın./ “Bugün valla<br />

durup dururken aklıma geldi.” (TÖ-TO1)., “Durup dururken bir vicdan muhasebesi sorunu çıktı ortaya.” (PK-BCR)., “C.<br />

durup dururken kaybolmuştu ortadan.” (HA-SİE)., Ben sebepliyim denizlere aylara kavgalara umutsuzluğa Bir maviyi<br />

durup dururken birine benzetiyorum (?).<br />

1.⌠70⌡→ de- [4], sor- [4], bağır- [2], söyle- [2], ağla-, ak- (su), an-, ara-, art-*, başla-,<br />

beklen-*, çağır-, dalaş-, değiş-*, değiştiril-, döv-*, düş-, gidil-*, gül-, hatırlat-, iç- (su), kana-,<br />

karış-*, konuş-, laf aç-, ol-*, olun-, san-, seç-*, sevin-, sinirlen-, söylen-, tut-, tuttur-, tutuklan-<br />

*, uyan-, üşüt-*, vakıflaş-*, yakıştır-. ║ günaha gir- [2], içini bunaltı/sevinç kapla- [2], ayağa<br />

kalk-, başına dert aç-, başına iş aç-*, başına iş çık-, boynuna sarıl-, canı sıkıl-, cinayet işlen-,<br />

çığlık at-, gözleri dol-, gözü dal-, gözünden yaş boşan-, harekat başlat-, kıçından uydur-*,<br />

kuyruk ol-, mutlu ol-*, mutsuz ol-*, öfke nöbetine yakalan-, söz et-, şarkı mırıldan-, tahakküm<br />

kur-, tokat at-, vazgeç-.<br />

benzet-.<br />

2.⌠6⌡→ aklına gel-, kendini aşağı at-, canı çık-, ortadan kaybol-, ortaya çık-, birine<br />

duyguca: Ø<br />

196

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!