19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

→ dilden dile dolaşmak.<br />

⇒ dilden dile gezmek.<br />

dilim dilim:⌠11⌡/Parça parça./ “Soy bir portakal yedir bana dilim dilim Ben Uzunminareliyimdir<br />

doğma büyüme Ne yapıp yapıp denizi görmek isterim” (CS-SS)., “İzmir'de hormonlu üzüm tanelerini artık karpuz gibi dilim<br />

dilim satıyorlar...” (GM-BKVY)., “Ekmeği İnce, dilim dilim kesti.” (AN-AZDE)., “Cahit Sstkî İnan kardeşim inan Gök<br />

mavidir, dal yeşil Aynı hava ozmozunda nefeslerimiz Gökyüzünü yıldız yıldız dilim dilim bölüşürüz yeryüzünü.” (VŞA).<br />

→ ayır-, ayrıl-, birleştir-, bölüş-, dağıl-, doğra-, kes-, kesil-, ol-, sat-, yedir-.<br />

→ dilim dilim etmek.<br />

dimdik:⌠97⌡/4. Çok dik bir biçimde./ “Bavulunu sımsıkı kavramıştı sapından. dimdik yürüyordu.”<br />

(NM-TK)., “Lakin bir el onu olduğu yerde dimdik tutuyor, parıltısız gözlerle karısına baktırıyordu.” (SA-KY)., “Annemin<br />

diktiği bayramlıklarla, üstten bağlı sağlam erkek kımduralanyla, kafamda koca bir saten kurdeleyle kapının eşiğinde dimdik<br />

oturuyordum.” (F-PY)., “Içerdekiler hemen ayağa kalkıp dimdik hazırola geçtiler.” (KT-YS)., “Ummahan durdu, dimdik<br />

karşısına dikildi:Ne olacağım?” (YK-OD). ; /5. Sağa sola sapmadan, dosdoğru./ “... gittikçe sarplaşan dağ<br />

dimdik yükseliyor, solda bir uçurum iniyordu gökyüzü kül rengi ve ıslaktı.” (TB-KA)., “Sofi dudaklarından meyini çekti,<br />

dimdik ayağa kalktı, ince, uzun boyluydu, olduğu yerde durdu, gözleri kapıda, birşeyler düşündü, sağına soluna bakmadan<br />

kapıya yürüdü.” (YK-KSİ)., “Bütün hızıyla dimdik yürüdü.” (YK-İM1). ; /6. Kaskatı çok sertleşmiş olarak./<br />

“Erzurum'da kaskatı, dimdik ölür adam, kabullenmez yılgınlığı...” (NH-KMD)., “Ve kollarını kavuşturup göğsünün üzerinde<br />

dimdik yürüdü tanklara doğru.” (NH-MİM4)., “Öyle yorgunum ki!.. Bütün gücüyle dönüp kendini dimdik bıraktı.” (YA-<br />

AA). ; //Dikkatli, ısrarlı, ters, gururlu bir biçimde.// “Gerçeği yakalamak umuduyla dimdik bakıyorum<br />

gözlerinin içine.” (EB-BG)., “O yürümeye dermanı kalmayan, gözünün feri solan Gülizar kadın dimdik kesildi...” (FO-<br />

KSA)., “Doktor dimdik cevap verdi:-Meselâ Damat Ferit Paşa kabinesi ile Kuvâyi Milli ye.” (TB-KA)., “Bunun içindir ki<br />

dimdik ve ayakta öldü. Sanatın çağdaş dünyamızda bir anlamı var.” (İS-DÖV).<br />

4.⌠47⌡→ yürü- [17], otur- [10], tut- [3], dikil- [3], kal- [2], doğrul- [2], kalk-, uyan-,<br />

uzan-, yüksel-. ║ ayakta kal-, başını kaldır-, başını tut-, hazırola geç-, kulaklarını dik-, takip<br />

et-.<br />

5.⌠6⌡→ yürü- [2], in-, yüksel-. ║ ayağa kalk-, göğe çık-.<br />

6.⌠5⌡→ in-, kal-, öl-, yürü-. ║ kendini bırak-.<br />

//…//⌠39⌡→ bak- [25], aç- (kapı), bak-, bakış-, gülümse-, ilerle-, kesil-, konuş-, öl-,<br />

söyle-, yaşa-, yürü-. ║ ayakta öl- [2], cevap ver-, el salla-, karşılık ver-.<br />

⇒ dimdik yürümek, dimdik oturmak, dimdik bakmak.<br />

diminuendo: Ø<br />

dince:⌠1⌡/Dinî bakımdan, dine göre./ “Kısaca ve dince söylersek, cennetlikler cennete;<br />

cehennemlikler cehenneme!” (EI-NS).<br />

→ söyle-.<br />

dinen: Ø<br />

187

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!