19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

dan dan: Ø<br />

dangadak: Ø<br />

dangalakça: Ø<br />

dangıl dungul:⌠1⌡/Kaba saba, yersiz ve lüzumsuz (bir biçimde)./ “Zonguldak’a gittiğim<br />

zaman dangıl dungul konuşuyordum.” (RHK-BS).<br />

→ konuş-.<br />

dar:⌠6⌡/6. Güçlükle, ucu ucuna, ancak./ “Hayın düşman sarhoş gibi sallana sallana On beş günde<br />

İzmir'i dar buldu, Ölen kurtuldu, sağ kalan teslim oldu.” (CK-BŞ)., “Hanımı kalpağını otomobile dar yetiştirebilmişti.İhtiyar<br />

hasta sandal içinde İstanbul'a geçti.” (FRA-Ç)., “Sabahı dar ettim.” (SFA-HBSK)., “O gün paydosu dar ettim.” (OK-AY).<br />

→ bul- {ulaşmak, varmak} [2], yetiş-. ║ sabahı et- [2], paydos et-.<br />

→ dar gelmek, dar kaçmak, (kendini) dar atmak.<br />

dara dar:⌠1⌡/Güçlükle, ancak, uç uca, son dakikada./ “Vapur iskelede duruyor. Dara dar<br />

yetişiyorum.” (EB-BG).<br />

→ yetiş-.<br />

darasız: Ø<br />

dar darına: Ø<br />

darı darına: Ø<br />

decrescendo: Ø<br />

defalarca:⌠93⌡/1. Sık sık, sürekli olarak./ “Defalarca yazdım, ‘Ama kim yaza, kim dinleye.,.’<br />

Eğitim de çökmüş durumda.” (TA-NB)., “O gece Mersin'de defalarca, okudum yazınızı.” (DK-Z)., “‘Neden ayrılmak,<br />

gitmek, beni bırakmak İstiyorsun?’ diye defalarca sormuş, her seferinde o zamanlar anlayamadığı aynı cevabı almıştı;<br />

‘Çünkü her şeyimi istiyorsun.’” (OB-HYD)., “KİŞİ:Defalarca söyledim!” (CB-BO3)., “KADIN:Sana defalarca anlattım.”<br />

(CB-BO3)., “«Good Earth-İyi Toprak/Sarı Esirler» filmini defalarca seyretmiştik, hiç unutmam.” (DC-BSKY)., “İffet Hanım<br />

beni kucaklar, saçlarımı defalarca öpüp koklardı.” (GY-H2)., “…… Ali'den defalarca yardım istemiş, ama kimse bir şey<br />

yapamamış.” (HAT-KHK).<br />

→ yaz- [10], oku- [4], sor- [4], söyle- [4], anlat- [2], solu- [2], yazıl- [2], yıka- [2], açıkla-,<br />

ara-, bağrıl-*, bak-*, basıl- (kitap), bekle-, büyüt-, canlandır-, çal- (müzik), çalın-<br />

{bahsedilmek}, de-, dinle-, dinletil-, dokun-, düşün-, eleştiril-, git-, gör -, görüş-, götür-,<br />

incelen-, ispatla-, işlen-*, izle-, konuş-, okun-, öp-, övül-, seslen-, sil-, tartışıl-, tat-, tekrarla-,<br />

uyan-, yalvar-, yargılan-, yaşa-, yazdır-, yinelen-. ║ seyret- [2], ağzını çalkala-, başvur-,<br />

başvurul-, feda et-, gözden geçir-, haber gönder-, iskan edil-, kaleme al-, kapı çal-, (kendini)<br />

siktir-, kontrol et-, konuyu işle-, misafir ol-, sefere çık-, şamar ye-, tacize uğra-, taklit et-,<br />

tembih et-, yardım iste-. ║ öpüp kokla-, inip çık-, sokup çıkar-, tokatlayıp sars-.<br />

179

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!