19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

→ gör-* [3], yet-* [3], yetin-* [3], başar- [2], de- [2], ol-* [2], algıla-*, anla-*, bak-,<br />

bekle-, bil-*, dolaş-, duyul-, duyumsa-, düşün-, düşünül-*, engellen-, gerek-*, gözlemle-*,<br />

gül-, hatırla-*, homurdan-, kaçın-, karıştır- (dergi), önlen- (sorun), soğu-, sorul-, söyle-, suçla-<br />

, şaşır-, tut-* (fidan), tüketil- (tutku), unut-, uyu-, uyuş-*, ürküt-, üstlen-, üzül-, yansıt-, yap-,<br />

yeğle-, yürü-, zorla-. ║ fark et- [2], kabul et- [2], yenik düş- [2], acı duy-, aklına gel-*,<br />

anlamsız bul-, anlayışlı davran-, aylık al-*, baskın çık-, beğen-*, beraberinde götür-, bir şey<br />

de-*, birbirine benze-*, birbiriyle anlaş-*, birincilik al-, bitkin düş-, boşa çık-, çarpıcı gel-,<br />

denetlemeye kalk-, dile getir-, düş kırıklığına uğra-, egemenlik sürdür-, el altından yap-, eli<br />

boş dön-, fark edil-*, farkında olun-*, gönlü elver-*, gösterişe kaç-, güç kullan-, güçlük çek-,<br />

ikincilik al-, ilgi duy-, iş getir-, işleri tamamla-*, izin ver-*, kendini tut-*, ne yapacağını bil-*,<br />

olanaksız ol-, peşine takıl-, pişmanlık duy-, sorumluluk altında ezil-, şükret-, tehlikeye düşür-,<br />

vakit bul-*, yarım kal-, yasa işle-, yokuş in-, zaman bul-*.<br />

çoğun:⌠10⌡/Çok kez, sık sık, ekseriya./ “Çoğun karşıtlarla oynamaktan ayırt edemeyiz düşünmeyi.”<br />

(NU-DG)., “Çoğun savsaklıyorum da... Sorular, sözde yanıtlar sıralanıyordu ekranda; sormadığım halde.” (VB-SvB).,<br />

“Birkaç sözcük bile yeter çoğun ona.” (İB-L)., “Ne var ki, çoğun doğru çıkar sezgileri.” (EB-BG)., “Döneğin kendisi bile<br />

çoğun tiksinir kendinden.” (NU-DG).<br />

→ savsakla-, sev-*, tiksin-, unut-, vurgula-, yanılt-, yet-. ║ ayırt et-, doğru çık-, göz<br />

önünde bulundur-.<br />

çoğunlukla:⌠32⌡/1. Çoğunluğa dayanılarak./ “Lübnan Parlementosunun mevcut (1972 yılından<br />

beri seçim yapılmamıştı.) 70 üyesinden 62'si (31'i Müslüman, 3l’i de Hıristiyandı.), bu planı müzakere etmek için Taifde 30<br />

Eylül 1989 günü toplandılar ve ‘Taif Anlaşması’ denen bu planı çoğunlukla kabul ettiler.” (FA-YST)., “Her tarafta kurduğu<br />

teşkilatıyla birdenbire siyasi hayatın sathına çıkan cemiyet, bütün ülkeye kök salmış durumundan faydalanarak Meşrutiyet'in<br />

ilk genel seçimlerini (1908) ezici bir çoğunlukla kazanmıştır.” (TT-İMSHB). ; /2. Genellikle./ “Ağzının doluluğunu<br />

umursamadığından dediklerini çoğunlukla anlamaz Cennet.” (F-BS)., “Orada gözler karşılaşınca, çoğunlukla gülümserdi<br />

kızlar.” (DÖ-GYKK)., “Ancak, bu şekil de hırsını gideren anne-baba çoğunlukla yaptığından pişman olur, utanır, suçluluk<br />

duygularına kapılır.” (LN-BD).<br />

1.⌠2⌡→ kazan-. ║ kabul et-.<br />

2.⌠30⌡→ anla-* [2], git- [2], benze-, çalış-, düşün-, gel-, gerektir-, gül-*, gülümse-,<br />

kal-*, oku-, tanı-*, utan-, yanılt-*, zorlan-. ║ acı çek-, başını belaya sok-, bilincine var-*,<br />

birbirini dinle-*, birbirini kıskan-, çay iç-, evinde kal-, haklı ol-, hep bir ağızdan konuş-,<br />

ikisinin arasında kal-, kendine pay çıkar-, konu edin-, pişman ol-, suçlu bul-, suçluluk<br />

duygusuna kapıl-, tarafsız kal-*, (yanına) otur-.<br />

çok**:⌠1118⌡/2. Aşırı bir biçimde./ “‘İsa'yı çok seviyorum.’ (Sİ-DSG)., “Anlattıklarında yaşamış<br />

olmanın verdiği bir canlılık vardı. çok kazanmış, çok görmüş, çok eğlenmiş, çok acı çekmişti.” (AHT-H)., “Annem çok<br />

üzülüyor.” (Sİ-DSG)., “Bunu çok istiyordu.” (AHT-H)., “ÇOCUK :çok istemiyordunuz öyleyse?” (AA-TO3)., “İlk önce çok<br />

171

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!