19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

cansız:⌠7⌡/3. mec. Güçsüz, mecalsiz bir biçimde./ “Yarı ölü gibi, uyurgezer, cansız<br />

dolaşıyordu.” (YK-BE)., “Kol cansız sarkıyordu.” (TU-BŞ)., “Operatör de taşı daha hızlı kafasına indirip, onu cansız<br />

bıraktı.” (AN-MB)., “Yasımız mı var da böyle cansız çalıyor, çaldırıyorsun?” (FB-T).<br />

→ bırak-, çal- (müzik), sark-, dur-, sark- (kol), dolaş-. ║ kalakal-.<br />

cansiparane: Ø<br />

capcanlı:⌠2⌡/2. Çok canlı bir biçimde./ “Daha önceleri fısıltılarla gizli gizli konuştuğu, kalbini<br />

açtığı Kuyu Cini'ni ilk kez karşısında böyle capcanlı görüyordu Ali.” (MM-ÜAKO)., “Bunadı amma, soyumuz icabı, hâlâ<br />

kadınlığının bir tarafı capcanlı duruyor.” (NH-YM).<br />

→ dur-, gör-.<br />

car car: Ø<br />

carcur (II):--<br />

→ cancur etmek.<br />

cartadak:⌠1⌡/Birdenbire ve gürültü ile, cartadan./ “İmkânsız... Höst, yırtarım kara ağzını senin<br />

cartadak...” (KT-YS).<br />

→ (ağzını) yırt-.<br />

cartadan: Ø<br />

cayır cayır:⌠51⌡/Şiddetli, çabuk ve etkili bir biçimde (yanmak, yırtılmak vb.)/<br />

“Gövdelerimiz cayır cayır yanıyordu.” (EÖ-P/S)., “Ateş verip nasıl cayır cayır yakıyorum evini, malını, canını?” (FB-T).,<br />

“Pezolar, kızlara hava atmak için, kanatlı, mor ışıklı arabalarının lastiklerim, parlak zeminde cayır cayır öttürdüler.” (MK-<br />

AR)., “Cabbar:Yaktık. Cayır cayır yaktık, diye övündü.” (YK-İM1)., “‘Eğer beni kesersen cayır cayır yanarsın<br />

cehennemde.’” (SD-K).<br />

→ yan-* [29], yak- [11], yaktır-* [2], iç-, sat-, yak- (sevişmek), ye-. ║ alev sar-,<br />

cehennemde yan-, içi yan-, lastik öttür-, (saçlarını) yol-<br />

⇒ cayır cayır yanmak, cayır cayır yakmak.<br />

cazır cazır:⌠1⌡/Güçlü ve sesli olarak (kaynamak, yanmak.)/ “Etlerini cazır cazır<br />

yakacağım.” (FB-ID)<br />

→ yak-.<br />

cebren:⌠6⌡/Zorla./ “‘Kadınlarımız.. bağzıları bu hayattan bıktıkları için kaçıyorlar, bağzıları cebren<br />

kaçırılıyor...’” (FO-KSA)., “Sis basar gövdemdeki gölgeni Cebren çatışır gitmekle/kalmak.”(ŞY-1997)., “Senden<br />

şüphelendik, buralarda bu vakit ne dolaşırsın, gel, üstünü arayacağız!.. diye içeri alırlar, ayak direyecek olsa sille yumruk<br />

cebren ve kahren çekerler, artık üstünde ne varsa, saat, kordon, tütün kesesi, kıymetli bir bıçak, hançer, yüzük ve daima her<br />

şeye tercih edilen dolu bir altın kesesi alınır,” (REK-Y). “Ve <strong>Mehmet</strong> Ali Paşanın karargâh ittihaz ettiği Cağıaloğlu'ndaki<br />

binaya giderek orasını cebren (zorla) işgal etti.” (SB-HAY).<br />

→ alın- (elinden), çatış-, çek- (alıkoymak), kaçır-, kaçırıl-. ║ işgal et-.<br />

155

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!