19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

iteviye:⌠20⌡/Tekdüze./ “Binmişim bir gemiye Ve böyle biteviye Gidiyorum Bir diyar olsa gerek.”<br />

(AMD-BŞ)., “Razı gelip kaderime, kavalını çalacağım biteviye hüznün.” (SA-A)., //Sürekli bir şekilde.// “Yılkılıklar<br />

akşama dek ovada yine biteviye dolaştılar. (AS-YA)., “Yalnız boğuk, kaba sesli ziller bu tembel saz ve tembel oyun içinde bir<br />

elektrik akıntısına tutulmuş gibi biteviye çırpınır, çınlardı.” (RHK-MH).<br />

/…/⌠8⌡→ git-, yürü-, sarmaş-. ║ şarkı söyle-, kaval çal-, başını kaldır-.<br />

//…//⌠12⌡→ bağır-, çınla-, değiştir-, dolaş-, haykır-, konuş-, salla-, tut-, ye-, çırpın-.<br />

║ sola kay-, gaga vur-.<br />

bittabi:⌠18⌡/Doğal olarak, tabiatıyla, tabii, elbette./ “Bittabi, hiç muvaffak olamadılar.” (YKK-<br />

A)., “Bittabi Köse'nin de buna canı sıkıldı.” (GY-H1).,“Neyse, sen bana kızdın bittabi, öyle yanından kaçtığım için, kusura<br />

bakma n'olursun, o dakka yalnız kalmam lâzımdı!” (EI-NS).<br />

→ ara-, bul-, de-, fiyatlan-, kız-, ol-, sarıl-, tanı-*, toplatıl-, tut-*, uğra-. ║ iltifat et-,<br />

canı sıkıl-, hüküm sür-, kadere razı ol-, muvaffak ol-*, tahammül et-*, tesirat yap-.<br />

bizatihi: Ø<br />

biz bize:⌠18⌡/Yalnız biz, aramızda yabancı bir kimse olmaksızın./ “Abe, bırağ şinci<br />

şoparları da biz bize yapalım bir tıngırdıcık!...” (OCK-Ç)., “Biz bize konuşmayalım.” (İO-LBA)., “Eh, biz bize kaldık,<br />

Kadri.” (AMD-O).<br />

→ kal- [7], konuş- [3], yap- [2], geliş-, kotar-, ol-, yet-. ║ zulmet-, emir ver-.<br />

⇒ biz bize kalmak.<br />

bizce: Ø--<br />

bizcileyin: Ø<br />

bizde: X<br />

bizden: X<br />

bize: X<br />

bizzat:⌠97⌡/Doğrudan doğruya kendisi./ “Örneğin, Cumhuriyet'in ilk yıllarında sırf eğitim<br />

konusunda, yalnız yabancı uzmanlara hazırlatılan raporların 23 tanesini Kaynardağ bizzat görmüştür.” (EK-DT..A).,<br />

“Ardından Şah Abbas da bizzat ve ılgarla geldi, bu suretle İranlıların Bağdat muhasarası başladı.” (REK-Y)., “Ertesi sabah<br />

bizzat belediyeye gittim.” (HT-KSA)., “Ben yarın bizzat gider görüşürüm savcıyla..” (ÇA-BAG)., “Bakımını da bizzat<br />

üstlenmiş durumda.” (İO-LBA)., “‘Anneme ne kadar düşkün olduğuma bizzat şahit olacaksınız,’” diye cevap verdi.” (AA-<br />

İGA)., “Müdüri Umumî onu bizzat takip ediyor, memurlara malûmat vermesi lâzım gelmez...” (PS-SK)., “Atatürk bizzat<br />

geldi, meseleyi tetkik etti:-Yuvarlağı belki biraz daha daraltmak lâzım, ama fikir doğrudur, yaptırınız, dedi.” (FRA-Ç).,<br />

“Evvela Şevket Turgut Paşa memur iken Mahmut Şevket Paşa bizzat Arnavutluk harekâtını ele almıştır. (MB-AK)., “Billah<br />

mı? diye yeniçerilere, ortaya konulan bir mushafa el bastırarak bizzat teker teker yemin ettirdi ve bu yemini divandaki<br />

ulemaya resmen ve seran tescil ettirdi.” (REK-Y).<br />

135

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!