19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

MR).<br />

⇒ birlikte gitmek, birlikte yemek, birlikte yaşamak, birlikte getirmek.<br />

bir nefes:⌠1⌡/Bir an, kısa bir süre./ “Doktor:‘Aç bakayım ağzını.. Aaa! de bakayım, bir nefes.’” (EA-<br />

→ de-.<br />

bir nefeste:⌠16⌡/Söz, {soluk} ve içecekler için ara vermeden, {bir kerede.}/ “Duyulur<br />

duyulmaz fakat bir nefeste:- Sen de hayatımsın… dedim.” (EI-KA). “Köprüden kayıkla geçmişim karşıya, Bir nefeste<br />

çıkmışım bizim yokuşu...” (TU-BŞ). ; //Bir anda.// “her zamankinden yalnızım şimdi bir nefeste cafe de Pecluse'ü<br />

hatırladım” (Aİ-SB)., “Bir nefeste Reşid'in milletvekilliğini üstünden alıverdiler.” (FRA-Ç).<br />

çık-.<br />

/…/⌠13⌡→ dik- [3], de- [2], söndür- [2], anlat-, bırak-, boşalt-, in- (-e), oku-. ║ yokuş<br />

//…//⌠3⌡→ al-, hatırla-, yıkıl-.<br />

bir o kadar:⌠10⌡/Ne kadar varsa o kadar daha, bir katı, bir misli./ “Altı sene okuyacaksın,<br />

sonra da doktor olabilmek için bir o kadar zaman daha.” (AK-AA)., “Adı 'Neriman'mış, sarışınlığı sahte, adı da:felâket içki<br />

içiyor, bir o kadar da cıgara!” (Aİ-OKB)., “Onsekiz yıl bekledim, bir o kadar daha beklerim.” (OP-KK).<br />

→ al- çalış-, ekle-, geç-, harca-, ol-, sat-, sev-, yaz-. ║ doğal ol-.<br />

bir ölçüde:⌠65⌡/Biraz, belli oranda./ “Bunu bir ölçüde başardık sanıyorum.” (AD-Y)., “‘teknik<br />

güçlükler’ bu durumu bir ölçüde açıklayabilir.” (BK-ÖM)., “Cümle içinde kullanılan kelimelerin yeri, cümledeki hangi<br />

anlam öğesinin şekil, hangisinin zemin olacağını bir ölçüde belirler.” (DC-Yİİ)., “Bu yeni kurumlar, bir ölçüde toplumun<br />

çeşitli sınıflarının kendi aralarında ve siyasal iktidarla sınıfsal yapı arasındaki uzlaşmaları belirler.” (EK-DT..A).<br />

→ başar- [5], anlaşıl-[2], belirle- [2], gerçekleştir- [2], gider- [2], ol- [2], söylen- [2],<br />

açıkla-, art-, benimse-, bil-, çözümlen-, değerlendiril-, değiştir-, doğrula-, düzenle-, etkile-,<br />

geç-, gerek-, gevşet-, git-, görül-, işle-, katıl-, kavran-, konakla-, kurtul-, önlen-, övün-,<br />

rahatlat-, sağla-, savun-, sergile-, sevdir-, yadırgat-.yaklaş-, yanıl-, yapıl-, yitir-. ║ geride kal-<br />

[2], başarılı ol-, dışta tut-, dikkate alın-, etkisine al-, farkında ol-, geçerli ol-, genişlik kazan-,<br />

içini rahatlat-, işin içine gir-, izine rastla-, karın doyur-, yanıt ver-, yardımcı ol-, yüzeyde kal-.<br />

bir parça:⌠39⌡/2. Kısa bir süre./ “Bir aralık tenha bir köşede Ali Rıza Bey'e yaklaşmış, Baba, bir<br />

parça beni dinler misin? demişti.” (RNG-YD)., “Kâmran'ı kocaman bir ceviz ağacı altına götürdü, akşamdan bahçede<br />

unutulmuş bir iskemleye oturttu:Şimdi, bir parça beni bekleyeceksiniz.” (RNG-ÇK)., “Ahmed Cemil sözlerinin mecrasını<br />

birden tebdile lüzum gördü, bu nazarın karşısında daha ziyade nikabını muhafaza edemeyeceğini anladı, bu defa tâ yanına<br />

sokuldu:Lâtife ediyorum, dedi, daha sonra:İkbal, müsaade edersen seni bir parça muaheze edecetim; dedi.” (HZU-MvS). ;<br />

//Biraz, azıcık, çok az.// “Nihal! dedi; beni bir parça seviyor musun?...” (HZU-AM)., “Hayatımı bir parça<br />

biliyorsunuz, bazı esrarımı hemen hemen zorla benden çaldınız.” (RNG-ÇK)., “Zaten bana haber veren çocuk da bir parça<br />

çıtlattı.” (SA-İÇ)., “Sen de bu işte bir parça gayret göster! deyince ayaklarım suya erdi.” (RNG-YG)., “Beria aklıma gelir<br />

gelmez hiddetim bir parça geçti.” (SA-K/S).<br />

2.⌠6⌡→ dinle- [2], bekle- [2], uyu-. ║ muaheze et-.<br />

130

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!