19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

→ bir kalem geçmek.<br />

bir kalemde:⌠5⌡/Birden ve toptan, {olarak}./ “Kimileri, bütün bunları ‘emperyalizmin yalanı’<br />

diye bir kalemde geçebildiler.” (HC-KKKY)., “Gerine gerine kendilerine ‘avukat’ diyen o dünkü çocukları, isteseler bir<br />

kalemde siler atarlardı en zor davalarda.” (MM-ÜAKO).<br />

→ al-, geç-, harca-, sil-. ║ inkâr edil-.<br />

bir karar:⌠4⌡/Aynı durumu koruyarak, belli durumunu değiştirmeden./ “Ölünün başında<br />

yaşlıca bir kadın, diz çökmüş, gövdesi hep bir karar, ileri geri, sağa sola, sallanıyor, sallanıyordu.” (NC-SY)., “Elleriyle,<br />

avuçlarıyla yumruklarını sıkarak, baldırlarını, dizlerini bastıra basura, gövdesi üstünde ileri geri, sağa sola, hep bir karar,<br />

sallanıyor, sallanıyordu.” (NC-SY).<br />

→ sallan- [4].<br />

bir kere:⌠183⌡/1. Aslında/ “Ø”. ; /2. Bir defa olarak, {bir defasında, bir keresinde}./<br />

“…bu yüzü bir kere görmüştüm işsizliğimde” (ŞY-2000)., “Adresimi verdim. Bir kere gelin bize, dedim.” (NFK-ST).,<br />

“Belma'ya da bir kere baktı.” (PS-SK)., “Sonra çok düşündüm, keşke bir kere yaşasaydım aşkı, ama büyülü bir aşk olsaydı.”<br />

(EA-KIY)., “Basın beni bir kere öldürdü.” (TÖ-E)., “Bizim gibi bin tane paşa her zaman gelir, her zaman gider, ama bir<br />

Haydar Usta dünyaya bir kere gelir, o da gidince bir daha hiç gelmez.” (YK-BE). ; //Her şeyden önce, başta.// “Bir<br />

kere düşünelim Ali Rıza Bey... dedi.” (RNG-YD)., “Kızlar diyorlar ki, bir kere laikler bizi görmüyor ya da rahibe<br />

sanıyorlar.” (ZA-MAAİ)., “Adı çıkmış bir kere meselâ..." Jandarma karakol komutanı, sevinerek "Vukuat mukuat yok çok<br />

şükür bir yıldan beri" diyor, tasdik ediyor köylüler başlarıyla...” (FO-KSA).<br />

1.⌠-⌡→ Ø<br />

2.⌠145⌡→ gör-* [10], gel- [5], bak-* [5], karşılaş-* [4], söyle- [4], yakala- [3], git- [3],<br />

görül- [3], sor- [3], aç- {bakmak} [2], bil-* [2], göster-* [2], iste- [2], konuş- [2], oku- [2], öl- [2],<br />

öldür- [2], öp-* [2], uğra- [2], yaşa- [2], ağla-, al-, alış-, alıştırıl-, anla-, ara-, arala- (kapı), asıl-,<br />

ateş et-, bakış-, başla-, boşa-, bul-, buluş-, çal-* (saat), çevir-, çevril- {tercüme etmek}, çık-,<br />

danış-, de-, dinle-, doğur-, dokun-, dön-, döv-, dur-, geç-, gerin-, giy-, görün-, götür-, gül-*,<br />

iç-, kazanıl-, kurul- (kitabevi), mele-, niyetlen-, okun-, okuttur-, öt- (çan), selâmlaş-, sev-,<br />

soyun-, sön-, tanış-, unut-*, yap-, yazıl-, yen-, yerleş-*, yutkun-. ║ dünyaya gel- [3], aşık ol-<br />

[2], altına gir-, bağı çüzül- {ilişkisi kesilmek}, başı eğil-*, (dışarı) çık-, fethedil-, fünyesi<br />

çekil-, gazete çık-, gönlüne gir-, gözü gör-, güneş doğ-, hatır sor-, imdada yetiş-, izin ver-,<br />

kaybet-*, kaybol-, kendini bil-*, (kıl) çek-, konuk ol-, küfür et-, müsaade edil-, not tut-*, of<br />

de-, ses ver-, taş at-, yola gir-, yüzüne bak-*, zafer kazan-.<br />

//…//⌠39⌡→ düşün- [4], gör-*, alış-, bak-, bil-, bit-, çok oku-, etkile-, iste-, kaybet-*,<br />

kazanıl-, kız-*, san-, sev-*, sinirlen-, tanı-, yap-, yenil-. ║ adı çık-, ayrı düş-, boş kal-*,<br />

geçmişi yok say-, gönlü katlan-*, gözünü korkut-, hatmedil-, iyi ol-, kabul et-, karşılık ver-*,<br />

kendini tut-*, sağ salim dön-, taarruza geç-, toprak ver-, yola düş-, yüzüne vur-*. ║ bulup<br />

yerleş-.<br />

127

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!