19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ağız dolusu kus-, alışverişe çık-, aman ver-, ateş kes-, ayağa kalk-, ayağı kay-, başını uzat-,<br />

beraberinde getir-, cevap ver-, çevresini al-, fark et-, farkına var-, göz at-, göz göze gel-,<br />

gözünü aç-, gözünü çevir-, hesap yap-, hevesi uyan-, hiddete kapıl-, ilâve et-, intikal et-,<br />

istiskale uğra-, kaşları çatıl-, kendinden geç-, kulak kabart-, kuvvet ver-, lazım gel-, nefret et-,<br />

odaya gir-, pencereyi aç-, rahatsız ol-, sinirine dokun-, sokağa kaç-, söz et-, söze karış-,<br />

şikâyette bulun-, teklif getir-, tertip edil-, tesadüf et-, yere yıkıl-, zannet-. ║ irkilip dur-,<br />

saplanıp kal-.<br />

⇒ bir aralık … demek, bir aralık düşünmek.<br />

biraz**:⌠429⌡/2. Kısa bir süre için, {bir süre için}./ “Bekir biraz düşündü.” (KT-Gİ)., “Geç<br />

kaldım ama oldu bir kere Un görmemiş eleğim neyse dala asıldı Hem insan her yaşta biraz gecikebilir.” (BN-BŞ).,<br />

“Göksu'da biraz dolaşırız.” (TDK-KO)., “Avukat biraz bekledi.” (KT-Gİ)., “Sultan boynunu büktü:Şurada, biraz soluk<br />

alalım.” (KT-Gİ). ; /3. Az miktarda./ “İbrahim biraz kızdı.” (AS-YA)., “Yalan yanlış bildiği bir âyeti okudu. Biraz<br />

rahatladı.” (AS-YA)., “Bu kez Kulenin dış görünümü de biraz değişmiştir.” (SB-BŞM)., “Onu biraz merak ediyorum.”<br />

(MŞE-MA).<br />

2.⌠47⌡→ düşün- [7], gecik- [4], bekle- [3], dolaş- [3], konuş- [3], dur- [2], durakla- [2],<br />

ferahla- [2], sus- [2], abart-, çağır-, debelen-, dinle-, dinlen-, eğlen-, gülümse-, otur-, oyna-,<br />

soluklan-, süslen-, şaşırt-, yitir-, yükselt-, yürü-. ║ dua et-, gönlü açıl-, soluk al-, şarkı söyle-.<br />

3.⌠19⌡→ değiş- [2], kız- [2], büyüt-, canlan-, çizil- {yaralanmak}, hafifle-, huysuzlaş-,<br />

içerle-, iyileş-, karar-, rahatla-, serinle-, sev-, üşüt-, yaşa-. ║ caka yap-, kişiliğini göster-,<br />

merak et-, sohbet et-, yemek yedir-.<br />

birazdan:⌠133⌡/Az sonra./ “Birazdan geleceksin, bakışacağız” (AB-YÖBV)., “Birazdan giderim,<br />

müsterih olsunlar diyor.” (HT-KAD)., “Yapmayın, Birazdan hocayı göreceğiz” (İA-İKG)., “Ama Birazdan sokağa çıkma<br />

yasağı başlıyor; sizi evinize bırakalım" dedi.” (MU-BDA)., “Birazdan yattıklarında sevişmek de isteyecek.” (AK-AA)., “Size<br />

su versinler! Birazdan beraber gideriz. Muhtara lâf anlatamayınça, boş bulunup yıldınız. Birazdan geçer bu yılgınlık” (KT-<br />

YS)., “Birazdan uyanacak, bu kâbus bitecekti.” (AK-AA)., “Birazdan çağırdılar içeri.” (AK-AA)., “Birazdan söylerim; sen<br />

hemen nüfus kağıtlarını bana ver, yahut yolla., -Öğleden sonra artık...” (AHT-H)., “Birazdan ayışığı da çıkacak” (ME-TŞ).,<br />

“…ahmed beni fevzipaşa bulvan'na çağırdılar ahmed beni neden çağırdılar bilmiyorum Birazdan kalkıp gideceğim.” (Aİ-<br />

BSM)., “Birazdan şarkıma konan kuşlar da uçup gidecek…” (ŞY-2001).<br />

→ gel- [23], git- [5], gör- [5], getir- [4], başla- [3], dön- [3], iste- [3], anla- [2], anlat- [2],<br />

geç- [2], görüş- [2], kalk- (araç) [2], öğren- [2], söyle- [2], acık-, aç- (kapı), ayrıl-, bulun-, çağır-,<br />

çık-, dağıt-, dal-, dol-, doldur-, dur-, düş-, düzel-, gerek-, gir-, görün-, götür-, in-, indir-, kalk-<br />

(vapur), kalkıl-, ol-, parçala-, pişir-, saplan-, savur-, seviş-, sığın-, sön-, sun-, uyan-, uyu-,<br />

üzül-, ver-, yan-, yapıl-, yatış-, yürü-. ║ çıkagel- [2], akşam ol-, attaya git-, (ay ışığı) çık-,<br />

burda ol-, geri dön-, (hava) ısın-, hesap sor-, içeri dal-, istilâ et-, kabul et-, karnı acık-,<br />

karşısında ol-, kurşuna dikil-, (mehtap) doğ-, mektup yaz-, numara yap-, pençe at-, soğuk bas-<br />

117

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!