19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

fısılda-, gerin-, git-, gör-, heyecanlan-, ışı-, incele-, işit-, kaykıl-, kımılda-, kımıldan-, kız-,<br />

kızıllaştır-, kok-, okşa-, öp-, ötüş-, parla-, paylaş-, peltekleş- (dili), pembeleş-, sezinle-, sıçra-,<br />

sık-, söv-, söylen-, süzül-, tıkırdat-, yansı-, yap-, yaslan-, yat-, yükselt-. ║ iç çek- [3], ayırt<br />

edil-, bağ kur-, başını salla-, fark et-, geri çekil-, gözü seyir-, hayal et-, hisset-, işaret et-,<br />

pişmanlık duy-, selam ver-, surat as-, telmih yap-.tereddüt et-, üzüntü duy-.<br />

⇒ belli belirsiz gülümsemek, belli belirsiz iç çekmek.<br />

bembeyaz:⌠7⌡/2. Pırıl pırıl, apaçık bir biçimde./ “Eski püskü bir bisikletin üzerinde bembeyaz<br />

gülümsüyordu; mahallenin bıçkın delikanlısı!” (BU-GYÇ)., “Polis, belirli bir şekilde heyecanlı; gözbebekleri büyümüş,<br />

dudakları bembeyaz:‘Vali’ dedi, ‘...dağılmaları için bir saat mühlet verdi.” (Aİ-YK)., “Onu derin ve koyu zümrüt sular içinde<br />

parıl parıl bembeyaz gördüm.” (GY-H1).<br />

→ gülümse- [2], de-, gel-, gör-, görün-, uyan-.<br />

bence: Ø--<br />

bencilce:⌠1⌡/Bencile yakışır biçimde./ “Ama bütün bunlardan haberi olmayan biri doğal olarak<br />

bencilce davranacaktır.” (İO-LBA).<br />

→ davran-.<br />

bencileyin:⌠6⌡/Benim gibi./ “Diyelim ki öyledir, demir alır bencileyin Bir evin yüzeyini terk etmiş olur<br />

Biri bulup yapıştırır duvara balkonları.” (AB-EZ)., “Tasam oldu sırrınız, Donmuş kımıldamayan, Birer rüzgâr mısınız?<br />

Bencileyin düşünür, Dalar, ağlar mısınız?” (CST-BŞ).<br />

→ ağla-, dal-, düşün-, ol-, sev-. ║ demir al-, hizmet et-.<br />

bende (II): Ø<br />

benden: Ø<br />

beraber:⌠556⌡/1. Birlikte, bir arada, {yan yana, iç içe, bir arada}./ “‘Beraber gitsek,’ dedi<br />

Nuri.” (AK-AA)., “Beklersen beraber çıkalım da bir kebapçıya gidelim.” (SA-İÇ)., “Akşam yemeğini üçümüz beraber yedik,<br />

İhsan kederini muzlim bir sima altında saklıyor; fakat bir an Ayşe ile meşgul olmadan hâli değil.” (HEA-AG)., “Ali de<br />

beraber gelsin.” (KT-Gİ)., Aldığım, zaman on dört yaşında idi, on senedir beraber yaşıyorduk.(RHK-MH)., “‘Gel, beraber<br />

oturalım!” dedi. (SA-İÇ)., “Beraber eve döndüler.”(SA-KY)., “Erkek çocuklarla kızlar karmakarışık otururlar, beraber<br />

okur, beraber oynarlardı.” (GY-H1)., “Benimle gelin, akşam namazını camide beraber kılalım., dedi.” (EI-KA)., “Alışveriş<br />

yaptınız beraber.” (FB-T)., “Beraber bir resim çektirdik” (BRE-DKD)., “Beraber çıkar gideriz.” (F-PY)., “Sonra<br />

konuşarak, gülerek Köprü'yü beraber geçip gidiyoruz.” (HEA-AG). ; /2. -e rağmen, -e karşın./ “Ø”.<br />

→ git-* [78], çık-* (-i, -e) [42], ye- (yemek) [30], gel-* [26], yaşa-* [23], götür-* [19],<br />

otur- [17], iç- [15], yürü-* [15], al- [13], dön- (-e, -den) [12], gez- [12], getir-* [11], yap- [11], yat-<br />

* [11], gir- [10], çalış- [9], oku- [9], bulun- [8], geçir- (zaman vb.) [8], oyna- [8], geç- (-i, -e) [6],<br />

gör- [6], ağla-* [5], dolaş- [5], kal- [5], büyü- [4], düşün-* [4], gül- [4], topla- [4], dinle- [3],<br />

dövüş-* [3], eğlen- [3], hatırla- [3], kalk- [3], öl- [3], sürükle- [3], aç- [2], at-* [2], atla- [2], bekle-<br />

[2], bin- [2], çek- [2], in- [2], uçur- [2], uyu- [2], yürüt- {ilerletmek} [2], yüz- [2], ara-, ayıkla-,<br />

103

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!