19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ucuzla-, uğra-, ver-, ye-*, yor-, yürü-. ║ birbirine karış-, bahset-, boş ver-, {aldırmamak},<br />

çalgı çal-, deha göster-, duymazlıktan gel-, elzem ol-, göz göze gel-, haberi ol-*, (ikinci<br />

planda) kal-, (içi) geç-, yerinde dur-*, ileri götür- {abartmak}, illet ol-, kabul et-*, kâbus gör-,<br />

kan başına sıçra-, kaybol-, lafa karış-, meşgul ol-, müteessir ol-, muvaffak ol-, nöbet bekle-,<br />

olgun davran-, ortadan kaybol-, (öfke nöbetine) yakalan-, resim yap-, sınırı aş-, söz açıl-, şiir<br />

söyle-, telefon et-, tezahür et-, (yağmur vb.) yağ-, yardım et-.<br />

bazı:⌠4⌡/2. Bazen./ “Hiç belli olmaz... bazı bakarsın, üç ay, beş ay eşek satılmaz, elinde kalır... bazı da<br />

bakarsın bir günde beş eşek birden satılmış..”. (AN-AZDE)., “Ama para yok, pul yok. Bazı şeytan diyor, at kendini den ze,<br />

bitsin şu iş.” (F-PY)., “Padişah bazı kendi geliyordu.” (TÖ-TO3).<br />

→ bak- [2], de-, gel-.<br />

bazı bazı:⌠47⌡/Ara sıra./ “Bazı bazı çıkar biri, zeki olduğunu söyler.” (OA-KO)., “Bundan başka, bazı<br />

bazı horoz sesleri duyulur, dağ taş çınlar.” (KT-Gİ)., “Kafkalaşma salt biçim denemesi olarak gözükür, bazı bazı<br />

benzetmeler içe kadar gider.” (DH-SS).<br />

→ duyul- (ses) [2], getir- [2], ağrı- (bel), bakar-, başla- (savaş), bekle-, bul-<br />

{rastlamak}, çık- {denk gelmek}, çınla- (ses), de-, duy-, düş-, düşün-, düzenlen-, gecele-, geç-<br />

, git-, gör-, ilgilen-, in-, kal-, karart- (ışık), kederlen-, kınalan-, konuş-, kur- {hayal etmek},<br />

okşa-, ol-, ölüleş-, sars-, sor-, söyle-, uğra-, yıl-. ║ (başını) daldır-, boş laf et-, cenk et-, hisset-<br />

, hoşuna git-, (ödlekliği) tut-, söz dinle-, yalan söylen-.<br />

bebekçe: Ø<br />

bedaheten: Ø<br />

bedava:⌠45⌡/3. Herhangi bir bedel ödemeden./ “Bedava versem bile okuyan yok.” (FE-HBM-O).,<br />

“Emin olun ben bedava alırım!..” (RNG-AR)., “Bedava yaşıyorlar bu ülkede.” (OA-KB).<br />

→ ver- [9], yaşa- [3], al- [3], iç- [2], alın-, bas-, bırak-, bul-, çal-*(müzik), dağıt-, dik-<br />

(dikiş), gir-, götür-, iste-, kapat-, kazanıl- (para), kullan-, oku- (okul), otur-, veril-, ye-. ║<br />

seyret-, akıl danış-, bekçi dik-, mevlit oku-, koynuna al-.<br />

⇒ bedava vermek.<br />

bedavadan:⌠9⌡/Bedava olarak, cabadan./ “Fakir fukara bunu eskiden bedavadan alırdı.” (NM-<br />

TÖ2)., “O da bedavadan sarhoş olur ve eğlenir...” (SA-İÇ)., “Vaktinde pazarlardan ucuza alınır, yılkıya bırakılır, arpasız,<br />

samansız bedavadan bir sonraki yılı bulurdu.” (AS-YA).<br />

→ bin- (otobüs), bul-, eğlen-, al-. ║ (boğazı) çık- {karnını doyurmak}, kahraman ol-,<br />

sahip ol-, sarhoş ol-, üste ver-.<br />

bedavasına: Ø<br />

101

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!