Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

library.cu.edu.tr
from library.cu.edu.tr More from this publisher
19.07.2013 Views

B babacanca:⌠2⌡/Sevgi ve sevecenlikle, cana yakın olarak./ “Nazır, dürüst subaya babacanca yol gösterdi.”., (TÖ-ŞÇT). “KARAGÖZ:Ee ne titriyorsun hazan yaprağı gibi köftehor? (Tutar, sarsar) Seni himayeme alıyorum. (Sırtına vurur) Kılına dokunanı toz eder, sonra da fırçalarım. (Babacanca iter)” (TÖ-TO3). → it-. ║ yol göster-. badehu: Ø badema: Ø bağrışa çağrışa: Ø bağrış çağrış: Ø bahanesiz: Ø bahusus:⌠4⌡/Özellikle./ “Bahusus biliriz ki seni kendi haline komamışlardır.” (MTT-SS). “Bahusus, Seniha ile münasebetlerinin şairane tarafını hiç sevmiyordu; genç kızın coşkunluklarını vahşi ve zarafete aykırı buluyordu.” (YKK-KK). → bil-, duy-, sev-*. ║ affet-*. bakarak: Ø-- bakımından: Ø-- balıklama:⌠14⌡/1. Suya dalmada, atlamada balık gibi gergin, düz ve baş aşağı bir biçimde./ “Kayanın üzerine çıkıp balıklama suyun içine daldı.” (GY-H2)., “Eğer binlerce küçük pırıltı yaşayabildimse şu on yedi yıl içinde, demek ki önümde bir ışık seli uzanıyor. Balıklama atlamalıyım onun içine.” (İO-LBA). ; /2. mec. Bir işe, bir duruma, bir harekete sonucunun ne olacağını düşünmeden girişerek./ “İnsan balıklama dalmalı içine hayatın.” (AB-YÖBV)., “Ben balıklama evden içeri giriverdim.” (KK-SE). 1.⌠3⌡→ dal- [2], atla-. 2.⌠11⌡→ dal- [6], atla- [4]. ║ (içeri) gir-. ⇒ balıklama dalmak, balıklama atlamak. bana: Ø bangır bangır:⌠5⌡/Yüksek sesle gürültüyle./ “Oysa dörtbir yanda türküleri bangır bangır çalmıyor; bu çıplak ayaklı, eski lahmacuncu kont da paraları maraları vergisiz cebine indiriyordu.” (Sİ-ÖKS)., “Ondan bir gün sonra telefonda bangır bangır bağırdı:‘On iki buçuk lira da etmez miyim ben?’” (Mİ-DHB). → aç- (ses), çal-* (türkü), çalın- (müzik), gel- (ses), oku-. → bangır bangır bağırmak. 94

ar bar:⌠1⌡//Öfkeli ve yüksek sesli olarak.// “Yıkılıyordu; bar bar ağlıyordu. Hıçkırıkları tamtam seslerine karışıyordu.” (ŞY-1996). → ağla-. → bar bar bağırmak. barbarca:⌠1⌡/2. Kaba ve kırıcı bir davranışla./ “Ø”. ; //Barbara yakışır biçimde.// “Bosna'da savaşın bütün şiddetiyle devam ettiği günlerdi; sadece insanlar katledilmiyor, Osmanlı mirası da barbarca yok ediliyordu.” (BA-YYY). 2.⌠-⌡→ Ø //…//⌠1⌡→ yok edil-. bari: Ø-- basamak basamak:⌠5⌡/1. Yavaş yavaş./ “Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak” (NFK-Ç)., “…durup arada bir arkamda yankılanan çıngırak seslerini sırtıma vererek birkaç saniye soluklanıyordum tabii, sonra gene tırmanıyor ve basamak basamak ilerliyordum;…” (HAT-KHK)., ; /2. Derece derece./ “Ø”. ; //Aşamalı olarak// “Bir bir, basamak basamak anlatsan...” (EA-DÖY)., “Taburun gerisini koruyan takım, vuruşarak basamak basamak çekilmiş...” (KT-YS). 1.⌠2⌡→ in- [2], ilerle-. 2.⌠-⌡→ Ø //…//⌠2⌡→ anlat-, çekil-. bas bas:-- → bas bas bağırmak basbayağı:⌠41⌡/2. Alışıldığı üzere./ “‘Çok şükür bugünlere!’ diye Salih, basbayağı bağırdı.” (SK- D)., “- Kovdu mu? Nasıl kovar? -Kovdu işte, basbayağı kovdu...” (OK-C)., “İskender hep yapıyor bunu; oysa artık 'küçük' de değil, basbayağı büyüdü.” (ŞY-1999). → bağır- [2], kov- [2], asıl-, ayır-, azarla-, büyü-, çalın-, çıldır-, delir-, dur-, git-, gör-, ısın-, işit-, kaç-, keyiflen-, kız-, kork-, karşıla-, ol-, patla-, saçmala-, savrul-, sürün-, topalla-, uç-, uydur-, ürk-, yan-, yaşa-, yaz-. ║ aklı karış-, alay et-, bir tuhaf ol-, eziyet et-, gözünü dik-, oyun et-, tehdit et-, tir tir titre-. basitçe:⌠1⌡/Basit olarak, kolay tarafından./ “Haydi lafı uzatmayayım da, söyleyeceğimi basitçe söyleyivereyim:Ne okudumsa, zevk için okudum ben.” (FA-ZY). → söyle-. başa baş:⌠1⌡/1. Eşit durumda, dengeli olarak./ “Ø”. ; /2. Birine üstünlük sağlamadan./ “Teknolojik gelişmede, Birleşik Amerika'nın geldiği yer, Sovyetler Birliği'nin geldiği yerden, çok ilerde değil. İkisi, başa baş gidiyorlar.” (ZA-MAAİ). 95

B<br />

babacanca:⌠2⌡/Sevgi ve sevecenlikle, cana yakın olarak./ “Nazır, dürüst subaya babacanca<br />

yol gösterdi.”., (TÖ-ŞÇT). “KARAGÖZ:Ee ne titriyorsun hazan yaprağı gibi köftehor? (Tutar, sarsar) Seni himayeme<br />

alıyorum. (Sırtına vurur) Kılına dokunanı toz eder, sonra da fırçalarım. (Babacanca iter)” (TÖ-TO3).<br />

→ it-. ║ yol göster-.<br />

badehu: Ø<br />

badema: Ø<br />

bağrışa çağrışa: Ø<br />

bağrış çağrış: Ø<br />

bahanesiz: Ø<br />

bahusus:⌠4⌡/Özellikle./ “Bahusus biliriz ki seni kendi haline komamışlardır.” (MTT-SS). “Bahusus,<br />

Seniha ile münasebetlerinin şairane tarafını hiç sevmiyordu; genç kızın coşkunluklarını vahşi ve zarafete aykırı buluyordu.”<br />

(YKK-KK).<br />

→ bil-, duy-, sev-*. ║ affet-*.<br />

bakarak: Ø--<br />

bakımından: Ø--<br />

balıklama:⌠14⌡/1. Suya dalmada, atlamada balık gibi gergin, düz ve baş aşağı bir<br />

biçimde./ “Kayanın üzerine çıkıp balıklama suyun içine daldı.” (GY-H2)., “Eğer binlerce küçük pırıltı yaşayabildimse şu<br />

on yedi yıl içinde, demek ki önümde bir ışık seli uzanıyor. Balıklama atlamalıyım onun içine.” (İO-LBA). ; /2. mec. Bir<br />

işe, bir duruma, bir harekete sonucunun ne olacağını düşünmeden girişerek./ “İnsan balıklama<br />

dalmalı içine hayatın.” (AB-YÖBV)., “Ben balıklama evden içeri giriverdim.” (KK-SE).<br />

1.⌠3⌡→ dal- [2], atla-.<br />

2.⌠11⌡→ dal- [6], atla- [4]. ║ (içeri) gir-.<br />

⇒ balıklama dalmak, balıklama atlamak.<br />

bana: Ø<br />

bangır bangır:⌠5⌡/Yüksek sesle gürültüyle./ “Oysa dörtbir yanda türküleri bangır bangır<br />

çalmıyor; bu çıplak ayaklı, eski lahmacuncu kont da paraları maraları vergisiz cebine indiriyordu.” (Sİ-ÖKS)., “Ondan bir<br />

gün sonra telefonda bangır bangır bağırdı:‘On iki buçuk lira da etmez miyim ben?’” (Mİ-DHB).<br />

→ aç- (ses), çal-* (türkü), çalın- (müzik), gel- (ses), oku-.<br />

→ bangır bangır bağırmak.<br />

94

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!