19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

aşikâre: Ø<br />

ateşli ateşli:⌠2⌡/Yoğun ve heyecanlı bir biçimde, hararetli hararetli./ “Mahalleli özellikle o<br />

akşam ateşli ateşli sohbet ediyordu.” (HEA-T)., “Birden ateşli ateşli otobüs muavinlerinden söz ettik.” (OP-YH).<br />

→ sohbet et-, söz et-.<br />

atfen: Ø--<br />

atlaya zıplaya:⌠1⌡/1. Atlayarak./ “Ø”. ; /2. mec. İstekle, isteyerek./ “Bazen sözlüklere<br />

ansiklopedilere kapılıyor, aradığım sözcüğü unutup, atlaya zıplaya bambaşka yerlere gidiyordum.” (BB-BBÇ).<br />

1.⌠-⌡→ Ø<br />

2.⌠1⌡→ git-.<br />

aval aval:⌠12⌡/Aptal biçiminde, aptal aptal./ “Aval aval baktı biraz.” (AS-YA)., “Ben ağzımı<br />

açmış aval aval üstadı dinliyorum…” (KK-SE).<br />

→ bak- (yüzüne vb.) [11], dinle-.<br />

⇒ aval aval bakmak.<br />

avanakça: Ø<br />

avantadan:⌠1⌡/Bedavadan, beleşten./ “Paran var, apartımanın, otomobilin, beş yüz bin gelmiş<br />

avantadan, ama sağlığın bozuk, ne yersin, ne içersin, dökersin elindekini doktora, ilâca, bu daha mı iyi?” (AKB-BŞ).<br />

→ gel-.<br />

avuç avuç:⌠25⌡/2. Avuçlayarak, {bolca}/ “Şu sözünüzü hiç mi hiç unutmuyorum:İşte avuç avuç<br />

serpiyorum bütün Sözcükleri kuşlara, gül diplerine.” (FA-SUYK)., “Bekir dikili bacakları arasından avuç avuç kuru toprak<br />

alıyor, elini huni yaparak yine bacakları arasına döküyor, bekliyordu; Enver gelmiyordu.” (CD-Oİ)., “Bu para yağmurları<br />

iki tarafa avuç avuç serpiliyor ve bu dalga oradan oraya parçalanarak, çırpınarak üzerine dökülüyordu.” (HZU-AM).,<br />

“OZAN :Avuç avuç altın kazanmak için bunları avuç avuç dağıtıyorsunuz.” (CK-YÖ)., “Ve serseri çocuklar avuç avuç<br />

getirecekler Bize hiç işitilmedik hikâyelerini…” (İB-E)., “Beraberinde götürdüğü adamların yolda "yârı vefadar" olmaları<br />

için avuç avuç altın ihsan ediyordu.” (REK-Y).<br />

→ serp- [5], al- [3], dağıt- [3], getir- [2], saç- [2], serpil- [2], akıt-, dök-, iç-, tüket-, ye-,<br />

yol-* (saç). ║ ihsan et-, sadaka dağıt-.<br />

⇒ avuç avuç serpmek (dağıtmak).<br />

ayakta:⌠320⌡/1. Ayağa kalkmış durumda./ “Adam masadan kalktı, ayakta durdu.” (F-BS).,<br />

“Ayakta durmayın, oturunuz.” (AMD-O)., “Ayakta beklerim.” (HEA-VK)., “Anne zürafa, yavru zürafanın dünyaya gelme<br />

kararını bedenindeki ağrılardan anlar ve iki saati aşkın bir süre bacakları açık bir durumda ayakta dikilir.” (AA-ETY).,<br />

“Herkes ayakta birbiriyle konuşuyordu.” (AHT-H)., “Ben ayakta dinledim, yarım saat kadar kaldım, dayanamadım.” (SB-<br />

BŞM)., “Ama her şeyi ayakta seyretmektedir Orhan Veli.2 (EA-DY)., “Taburcu olduktan sonra üç ay kadar da evde -yine<br />

alçı içinde- ayakta tedavi gördüm.” (FA-SUYK). ; /2. mec. Telaşlı heyecanlı bir biçimde./ “Ø”.<br />

1. ⌠320⌡→ dur-* [208], bekle- [25], dikil- [9], konuş- [8], alkışla- [6], bul- [6], dinle- [3],<br />

dolaş-* [3], iç- [3], gör- [3], sallan- [2], titre- [2], ye- [2], ağla-, anlat-, bak-, çalış-, dik-<br />

87

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!