19.07.2013 Views

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

Prof. Dr. Mehmet ÖZMEN - Çukurova Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

→ öl-, uyan-. ║ (tomurcuk) açıl-, (yataktan) kalk-.<br />

apar topar:⌠27⌡/Telaş ve acele ile, yaka paça./ “Apar topar odadan çıktı.” (NC-SY)., “Enver Bey<br />

de apar topar Berlin'den Yeşilköy'e gelmişti.” (AA-İGA)., “Apar topar Türkiye'ye döndü.” (SY-BECO)., “Apar topar<br />

götürmüşler.” (Sİ-DSG)., “…evimiz basıldı, apar topar alındık{tutuklanmak}, Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldük...” (HC-<br />

KKKY)., “Hükümet, Bulgarlarla apar topar bir bırakışma imzalamış, şimdi Edirne'yi onlara vermenin yollarını<br />

araştırıyordun” (SB-BŞM)., Herif apar topar def oldu.” (RE-G).<br />

→ çık- (-e, -den) [4], gel- [3], dön- [2], getir- [2], götür- [2], kalk- [2], alın-<br />

{tutuklanmak}, çekil- (kapı), getirt-, götürül-, kaç-, kaldır-, sus-, yaşa-. ║ bırakışma imzala-,<br />

def ol-, geri dön-, (payitahttan) çıkarıl-.<br />

apazlama: Ø<br />

appassionato: Ø<br />

aptal aptal:⌠31⌡/Aptal gibi, aptalca, aval aval./ “Bunun bir el olduğuna inanamıyor, aptal aptal<br />

bakıyordu. RNG-ÇK)., “Konuşma öyle aptal aptal!” (CD-Oİ)., “Ben aptal aptal sordum :Peki niçin yapıyor bunları?” (KK-<br />

SE)., “On beş santimlik topuklarının üstünde zor durabildiğini belli ederek, aptal aptal sırıtıyor; çevresini, özellikle beyleri<br />

çapkın gözlerle süzüyordu.” (MU-BDA)., “Bütün erkekler, o kayıtsızlığı yıkmak gücünü nefsinde göremediklerinden aptal<br />

aptal gülüp duruyorlardı.” (MTT-SS).<br />

→ bak-* [14], konuş-* [5], sor- [4], sırıt- [2], başla-, bakın-, de-, dinle-, süz-, uzaklaş-. ║<br />

gülüp dur-, oturup dur-.<br />

⇒ aptal aptal bakmak, aptal aptal konuşmak.<br />

aptalca:⌠6⌡/2. Aptala yaraşır nitelikte, aptal gibi, aptalcasına./ “Bir süre, aptalca bakıyoruz<br />

birbirimizin suratına.” (EB-BG)., “Telefonun öteki ucundan gelen benzer sözlerden aptalca etkileniyor, durumun sarpa<br />

sardığını anlıyordum.” (İA-GKD)., “Nedim Ağa kıs kıs, ama aptalca güldü.” (OK-KT)., “İttihatçılar bizi uğursuz savaşlara<br />

aptalca soktular.” (KT-YS).<br />

→ bak-, etkilen-, gül-, gülümse-. ║ savaşa sok-, seyre dal-*.<br />

aptalcasına:⌠2⌡/Aptalca./ “Gelenler, hep, o ağaçlıklı asfalt yoldan geldiler, sonra da, hiçbir şey<br />

öğrenemeden, aptalcasına ölüp gittiler.” (EÖ-P/S).<br />

→ ölüp git- [2].<br />

apul apul: Ø<br />

araba araba: Ø<br />

arabasız:⌠1⌡/2. Araba olmaksızın./ “Büyükada'nın yokuşlarına kolay tırmanılmaz, hele Kadıyoran'a<br />

arabasız hiç çıkılmaz!” (DH-SS).<br />

→ çıkıl-* {gitmek}.<br />

aracılığıyla: Ø--<br />

77

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!