ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ir işçi ailesinin Türkiye’deki köylerine yaptıkları ziyaret anlatılır. Öykü boyunca yer<br />
yer Almanya ve oradaki Türklerin yaşamlarından kesitler karşımıza çıkar. Bu<br />
bölümlerde mekâna dair bir ayrıntı verilmemiştir. Yazar, Berlin ve Almanya isimlerini<br />
verir ve bunun dışında pek fazla ayrıntı vermez. Sadece bir paragraflık kısa bir bölüm<br />
dış mekân ve Almanya’ya dair olarak öyküde yer alır:<br />
“Krauzbergli Türkler salt Kreuzberg’de oturmuyorlar. Hem Berlin ne ki, kimine<br />
daracık, küçük, Doğu Berlin’in çevrelediği çağdaş bir hapishane. Berlin bir kültür kenti<br />
kimine göre. Aydını bol, işçisi uyanık, her renkte insan, dilediği gibi düşünen, dilediği<br />
gibi yaşayan… İster anarşist ol, ister komünist, istersen başka şey…” 225 .<br />
“Sapa” adlı öyküde mekân öykünün önemli bir unsuru değildir. Öyküde sadece<br />
isim verilerek olayın geçtiği yer belirtilmiştir. Öyküde dış mekân Berlin’dir.<br />
“Gözlerinin Akı Kızıla Kesmişti” adlı öykü de tamamıyla iç mekânda geçen bir<br />
öyküdür. Bu öyküde dış mekâna dair bir bilgi verilmez. Atmosferinden ve aksiyondan<br />
Almanya’da geçtiğini anladığımız bu öyküde kent ismi verilmemiştir. Berlin’de geçen<br />
öykülerden “Dokuz Yüz Leyla”da da Berlin’e ve başka bir dış mekân ögesine dair<br />
ayrıntı yoktur. Öyküde Berlin, isim olarak doğrudan anılmaz fakat dolaylı bilgilerle<br />
öykünün geçtiği yerin Berlin olduğunu anlarız.<br />
2.4.1.3. Kahvehanaler/“Cafe”ler<br />
Bahadınlı’nın öykülerinde “kahve” birçok öyküde karşımıza çıkar. Yazar<br />
kahveleri (kimi zaman cafe) bir buluşma, karşılaşma yeri olarak öykülerinde sık sık<br />
kullanmıştır. Özellikle Almanya’da geçen öykülerde kahve, cadde ve U-Bahn ile<br />
birlikte insanların buluştuğu, karşılaştığı ya da olayların başladığı dış mekân olarak<br />
kullanılmıştır.<br />
İtin Olayım Ağam ve Haçça Büyüdü Hatiş Oldu adlı öykü kitaplarında yer<br />
alan öykülerin hiçbirinde bir dış mekân ögesi olarak kahve ile karşılaşmayız. Almanya<br />
öykülerinin yer aldığı Geçeneğin Karanlığında ve Titanik’te Dans’ta ise kahve bir<br />
çok öyküde karşımıza çıkar.<br />
“Milyarlarca İstiridye” adlı öyküde evde sıkılıp dışarı çıkan öykü kahramanı<br />
Yunus adlı arkadaşıyla karşılaşır ve bir kahveye otururlar. İlk karşılaşma anında<br />
225 Bahadınlı, “Haçça Büyüdü Hatiş Oldu”, Haçça Büyüdü Hatiş Oldu, s.14<br />
82