ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
oluşturan ögelerden biri olarak kullandığını fakat bunu yaparken kısa ve neredeyse bir<br />
iki cümlelik mekân tasvirleriyle yetindiğini görürüz.<br />
Köy, Bahadınlı’nın Geçeneğin Karanlığında ve Titanik’te Dans adlı öykü<br />
kitaplarında yerini Almanya’ya ve kentlere bırakır. Yazarın Almanya’daki bulunduğu<br />
yıllarda yazdığı öykülerden oluşan bu kitaplarında köyde geçen tek öyküsü “Evcili<br />
Ana”dır.<br />
“Evcili Ana”da babasının ölümü üzerine köye gelen bir kişinin üvey annesi olan<br />
Evcili Ana’yı anlatırken coğrafya olarak köye dair düşüncelerini de aktardığını görürüz.<br />
Burada öykü kişisinin “Cumhuriyet köye bir türlü varamıyordu. Evcili Ana iyi bir<br />
ölçüttü benim için. Otuz yıl önceki Evcili Ana ile Otuz yıl sonraki aynıydı. Gidiyordum<br />
geliyordum, köyü otuz yıl önceki haliyle buluyordum. Cumhuriyet köy için bir kuramdı<br />
daha.” 215 ifadesi yazarın öykülerinde yer verdiği ve yukarıda da değindiğimiz<br />
“değişmeyen köy” yaklaşımına bir başka örnektir.<br />
Bahadınlı’nın Tavandaki Kırmızı adlı öykü kitabı bir seçkidir. Yazarın daha<br />
önce yayımlanmış öykülerinden bir bölümü bu kitapta bir araraya getirilmiştir. Kitapta<br />
yer alan yedi öykü ise yeni ve ilk kez burada yer alan öykülerdir. Bu yedi öykünün ortak<br />
özelliği, öykülerde dış mekânın “köy” olmasıdır. Yazarın çocukluk anıları ve<br />
çağrışımlarından oluştuğunu söyleyebileceğimiz bu öykülerde köy bu defa yıllar sonra<br />
hatırlanan olaylara/anılara mekân olur. Bu kısa öykülerde yazar köye dair tasvir<br />
kullanmamıştır.<br />
2.4.1.2. Almanya<br />
Bahadınlı’nın Almanya’da bulunduğu yıllarda yazdığı iki öykü kitabı,<br />
Geçeneğin Karanlığında ve Titanik’te Dans, konularını Almanya’dan almaktadır.<br />
Daha çok burada yaşayan Türklerin toplumsal yaşamlarını ve kültür, uygarlık gibi<br />
sorunsalları merkeze alan öykülerin neredeyse tamamında dış mekân olarak Almanya<br />
karşımıza çıkmaktadır.<br />
Yazarın Almanya’da geçen öykülerinde kent ismi verdiği öyküler;<br />
“Türkenkoffer”, “Sapa”, “Çilli de Çilli”, “Milyarlarca İstiridye”, “Işıltı”, “Dokuz Yüz<br />
Leyla”, “Sessiz Şahin”, “Titanik’te Dans”tır. Bu öykülerin hepsinde mekân Berlin’dir.<br />
Yazarın Almanya’da geçen diğer öykülerinde kent ismi açıkça belirtilmemiştir. Berlin<br />
215 Bahadınlı, “Evcili Ana”, Titanik’te Dans, s.101<br />
76