ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
mendildi.” 210 diyerek miras yoluyla küçülen tarlaların verimsizleşmesine vurgu<br />
yaptığını görürüz. Aydın da yazarın başka bir çalışmasında kullandığı “mendilleşmiş<br />
tarlalar” betimlemesinden yola çıkarak şunları söylemektedir:<br />
“Doğaya bu ekonomik bakışı Yusuf Ziya Bahadınlı’nın bütün çalışmalarında<br />
görmek mümkün. Yazarın bir köyde doğup büyümesi ve doğanın coşkulu akışının onun<br />
duyarlılığını belirlemesi önemlidir. Ama bu duyarlılık eserlerine ölçülü ve temaya bağlı<br />
bir biçimde yansır. Yazar hiçbir zaman, doğanın esrik bir betimleyicisi olmaz. İnsani ve<br />
toplumsal ilgilerinin perspektifinden görür doğayı. Şunu alalım örneğin: ‘Üç beş söğüt,<br />
kava, küçüle küçüle mendilleşmiş tarlalar…’ ” 211 .<br />
“Pencere” adlı öyküde köy kısa cümlelerle anlatılır. Bu anlatımda öne çıkan,<br />
köyün yoksulluğudur. Yazarın bahsettiği köy, tıpkı “Otuz Beş Yıl” adlı öyküde ve diğer<br />
birçok öyküsünde yer verdiği ve “yüzyılların dokunamadığı bir köy”dür. Yıllar<br />
geçmekte fakat yoksul köyün ve köylünün kaderi hiç değişmemektedir:<br />
“Buradan uzak, çok uzak, yaşlı, çıplak, sıradağlar gerisinde yüzyılların<br />
dokunamadığı bir köydenim” 212 .<br />
Yazarın ikinci öykü kitabı Haçça Büyüdü Hatiş Oldu’da yer alan öyküler ilk<br />
öykü kitabındakilere göre daha uzun ve ayrıntılı öykülerdir. Bu değişim mekâna dair bir<br />
değişikliği beraberinde getirmez. Yazar yine işlevsel ve kısa dış mekân tasvirleriyle<br />
yetinir. Örneğin “Haçça Büyüdü Hatiş Oldu” adlı öyküde yıllar sonra Almanya’dan<br />
köyüne izne gelen Haydar ve ailesinin dramı anlatılırken köye dair birkaç satırlık<br />
tasvirler yapılır:<br />
“Pencereden köyün bir bölüğü görünüyordu. Kimi kerpiç duvarlı, toprak damlı,<br />
kimi iki üç katlı, kiremitli evlere baktı” 213 .<br />
yinelemiştir:<br />
Yazar bu öyküsünde mekânı kullanırken sık sık yaptığı bir vurguyu bir kez daha<br />
“Köyde değişimin çok yavaş yürüdüğü anlaşılıyordu. Sel sularının yardığı<br />
yoldan molozlara, hayvan pisliklerine basmamağa çalışarak yürüyordu” 214 .<br />
Yazarın ikinci kitabı “Haçça Büyüdü Hatiş Oldu”da dış mekân ögesi olarak köy<br />
öne çıkar. Bunun yanında bu kitapla birlikte kasaba ve kent de öykülerde yer almaya<br />
başlamıştır. Burada yer alan öykülerde Bahadınlı’nın mekânı, öyküde atmosferi<br />
210 Bahadınlı, agö., s. 50<br />
211 Salim Aydın, Yusuf Ziya Bahadınlı Hikayelerinde Romanlarında Bahadın, s. 17<br />
212 Bahadınlı, “Pencere”, İtin Olayım Ağam, s.63<br />
213 Yusuf Ziya Bahadınlı, “Haçça Büyüdü Hatiş Oldu”, Haçça Büyüdü Hatiş Oldu, s.17<br />
214 Bahadınlı, agö., s.26<br />
75