19.07.2013 Views

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Musa ne yapacağını, ne düşüneceğini, ne söyliyeceğini bilemiyordu.<br />

Alıklaşmıştı, aptallaşmıştı. Elinden bir şey geldi yalnız: ağladı! Hıçkıra hıçkıra, sarsıla<br />

sarsıla ağladı, ağlaştılar...<br />

Leyla’nın da Musa’nın da kutsal bildikleri tüm dünyaları yıkılmıştı...” 190 .<br />

“Şehriban’ın Saçları”, dramatik bir sonla bitmektedir. Yazar özellikle İtin<br />

Olayım Ağam’da yer alan öykülerinde dramatik ögeleri sıklıkla kullanmıştır.<br />

“Şehriban’ın Saçları” bu öykülerden biridir. Hastalanan karısını şehre getiren Yusuf’un<br />

dramı öykünün sonunda yer alan kısa bir rapor bölümünün içinde ve bir cümleyle<br />

anlatılır:<br />

“Yedi gün öküzler avluda aç-susuz bekledi. Şehriban bağırdı, Yusuf ağladı, yedi<br />

gündüz, yedi gece ağlaştılar. Sekizinci gün bağrışma durmuş Şehriban’ın ağlaması<br />

durmuştu.<br />

Çünkü Şehriban ölmüştü” 191 .<br />

Yazarın kısa bir raporla biten öykülerinden “Türkenkoffer” bitiriş yöntemi<br />

olarak “Şehriban’ın Saçları” ile büyük benzerlik gösterir. Yazar, sürpriz sonu yine kısa<br />

bir rapor bölümünün içinde ve son cümleye saklamıştır:<br />

“Öylece bırakıyorum. İster Türkenkoffer desinler, görmemiş desinler isterse.<br />

Atmayacağım, bir ömür boyu saklayacağım bu torbaları. Dayıkızından kalan güzel<br />

anılar, çünkü artık o yaşamıyor...” 192 .<br />

Bahadınlı öykülerinde tasviri çok fazla kullanmamıştır. Yazar tasvir kullandığı<br />

yerlerde de kısa ve işlevsel tasvirleri tercih etmiştir. Öykü bitiriş yöntemi olarak da<br />

tasvir ile bitiriş yöntemini fazla kullanmayan yazar üç öyküsünde bu yöntemi<br />

kullanmıştır. Tasvirin kullanıldığı bu bölümlerde mekân içinde daha çok kişilerin tasviri<br />

yapılmış ve içinde bulundukları durum anlatılmaya çalışılmıştır.<br />

“Çilli de Çilli ”193 ve “Sera ”194 öykülerinde mekân ve içindeki kişilerin durumları<br />

tasvir edilerek öykü tamamlanmıştır. “Bacım” adlı öyküde ise öykü özet ve buna bitişik<br />

kısa bir kişi tasviriyle bitirilmiştir:<br />

“Bu sözler, dallanmış, budaklanmış, köye uzanmış. Köylü dilli düdük olmuş:<br />

‘Duydunuz mu, şey, şey olmuş, şey orospu olmuş...’<br />

190 Bahadınlı, “Gül Yüzlü Efendim”, İtin Olayım Ağam, s.23<br />

191 Bahadınlı, “Şehriban’ın Saçları”, İtin Olayım Ağam, s.32<br />

192 Yusuf Ziya Bahadınlı, “Türkenkoffer”, Geçeneğin Karanlığında, s.29<br />

193 Bahadınlı, “Çilli de Çilli”, Geçeneğin Karanlığında, s.60<br />

194 Bahadınlı, “Sera”, Titanik’te Dans, s.64<br />

65

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!