ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Yüzlü Efendim’ vardı. Sizin anlayacağınız, üçyüz evli köyün tüm insanları Gül Yüzlü<br />
Efendim’i düşünüyorlardı” 125 .<br />
Bahadınlı, “Mustafa’nın Kağnısı ”126 adlı öyküsünde kısa bir özetle öyküye<br />
başlar. Yazarın özet yöntemini kullanarak başlangıç yaptığı öykülerinden biri de “Evcili<br />
Ana ”127 adlı öyküdür.<br />
Bahadınlı, altı öyküsünde başlangıç olarak rapor yöntemini kullanmıştır.<br />
“Pencere”, adlı öykünün başlangıç bölümünde öykünün kahramanı Ali, kendine<br />
dair bir tanıtımı rapor şeklinde yapmaktadır:<br />
“Buradan uzak, çok uzak, yaşlı, çıplak sıradağlar gerisinde yüzyılların<br />
dokunamadığı bir köydenim. Adım Ali, yaşım yedi. Ayağım yalın, başım çıplak. Bir<br />
gömleğim var: donum, gömleğim, pantolonum, ceketim, paltom, mendilim ve her<br />
şeyim. Mal güdüyorum, ayaklarım yalın, ayaklarım bıcılgan, ayaklarımda anız<br />
izleri. Parmaklarımın arası, parmaklarımın altı kızıl kan” 128 .<br />
“Milyarlarca İstiridye”, adlı öykü ben/anlatıcının kendini ve içinde bulunduğu<br />
ortamı bir rapor üslûbuyla aktarmasıyla başlar:<br />
“Duvardaki resimlere bakıyordu, yeni görüyormuş gibi. Ben pipomu temizledim<br />
önce, ağır ağır doldurdum. İçime hazırlama süresini iki katına çıkarmıştım. Kaldırımda<br />
melon şapkalı bir adam, eşeğe koşulu arabadaki aygıtın kolunu çeviriyor, çevreye müzik<br />
adına hüzün yayıyor. Ve o, melon şapkalı adama kulağını yaslamış, yaşama sevincini<br />
törpüleyen bu müziği dinliyor” 129 .<br />
“Geçeneğin Karanlığında” öyküsüne olay anlatılarak başlangıç yapılmıştır.<br />
Fakat olayın aktarımı bir rapor üslubuyla yapılmıştır:<br />
“Anahtar deliğinden tıkırtılar geliyor. Lambayı söndürmeli diyorum. Lambayı<br />
söndürmedim. Somyayı odanın anahtar deliğinden görünmeyecek bir köşesine ittim.<br />
Dışardakine küçük bir oyun oynamıştım” 130 .<br />
“Peri Kızı”, öykünün kahramanının “emmi” diyerek karşısında konumladığı bir<br />
varlığa seslenmesiyle başlar. Burada, anlatıcı kendine dair bir rapor sunmaktadır:<br />
“ ‘Yıllardır bir tepedeyiz dersem inanmazsın emmi. Köye bin yılın bir başı<br />
giderim. Sonra da bin pişman döner gelirim. “hiç akıl var mı şunda?” derler,<br />
‘gencecik karısına yazık’ ” 131 .<br />
125 Bahadınlı, “Gül Yüzlü Efendim”, İtin Olayım Ağam, s.15<br />
126 Bahadınlı, “Mustafa’nın Kağnısı”, Haçça Büyüdü Hatiş Oldu, s.33<br />
127 Bahadınlı, “Evcili Ana”, Titanik’te Dans, s.97<br />
128 Bahadınlı, “Pencere”, İtin Olayım Ağam, s.63<br />
129 Yusuf Ziya Bahadınlı, “Milyarlarca İstiridye”, Geçeneğin Karanlığında, s.63<br />
130 Bahadınlı, “Geçeneğin Karanlığında”, Geçeneğin Karanlığında, s.9<br />
52