ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
“Kâzım coştukça, coşardı, kendinden geçerdi. Herkes bilirdi Kâzım’ın<br />
tutkusunu. Kâzım’a her rastlıyan büyük-küçük, kadın erkek:<br />
“Bir çift süreğin olursa ne yaparsın Kâzım?” diye sorardı. Kâzım hemen başlardı:” 122 .<br />
Bahadınlı’nın özetle başladığı öykülerinden “Bacım”da, başlangıç bölümünün<br />
öykünün devamında anlatılanlardan belirgin olarak ayrılmadığı görülür. Öykünün<br />
anımsama üzerine kurgulanmış olması, başlangıç bölümünü belirgin olarak ayırmayı<br />
zorlaştırmaktadır:<br />
“Ağlıyordun bacım, durmadan ağlıyordun. Yüzün çürümüş ayva rengi.<br />
Üzerindekiler çizgi desem, değil. Bakışların ışıksız, bakışların ölgün.<br />
Bu şehre yeni geldiğin gündü. Gülümsüyordun. Sevincinin şavkı yüzüne<br />
vurmuştu. Konuşuyordun durmadan” 123 .<br />
Öykü bu şekilde bir anlatımla köyden Ankara’ya kapıcılık yapmaya gelen bir<br />
çiftin yaşadığı hayal kırıklığını özetlemektedir. Aynı yöntem, aynı konunun işlendiği<br />
“Ankara Kapıcısı” adlı öyküde de kullanılmıştır. Anımsama şeklinde ve birinci tekil<br />
kişili anlatımla oluşturulan bu öyküde başlangıç bölümünü öykünün diğer<br />
bölümlerinden özel olarak ayıramayız:<br />
“Adım Kezik, kapıcıyım. İstanbul’da bir adam oturmuş, bir İstanbul kapıcısını<br />
yazmış. Bu kapıcı tüm apartmandakilere borç para verirmiş. Ben babalar yeyim<br />
veremem ki... bu kapıcı kaçak sigara da satarmış, adı teltik bir sigara. Ben babalar<br />
yeyim satamam ki...” 124 .<br />
“Gül Yüzlü Efendim” öyküsünün de bir özet ile başladığını görmekteyiz.<br />
Öyküde köye gelen bir haber ve bu habere dair bir gözlemle başlangıç yapılmıştır:<br />
“ ‘Geliyor!..’<br />
‘Geliyor kurban olduğum!..’<br />
‘Geliyor Gül Yüzlü Efendim!..’<br />
Üç yüz evli köyün üçyüzünde bir ‘geliyor’ sözüdür gidiyordu.<br />
Küllükte, gübrelikte çocuklar, ‘efendimcilik’ oyunu oynuyorlardı.<br />
Dambaşlarında, duvar diplerinde bekleşen yaşlılar, ‘Gül Yüzlü Efendim’den söz<br />
ediyorlardı. Pınar yollarında, bostanlarda, höllük tarlalarındaki kadınların dilinde ‘Gül<br />
122 Bahadınlı, “Bir Çift Sürek”, İtin Olayım Ağam, s.52<br />
123 Bahadınlı, “Bacım”, İtin Olayım Ağam, s.24<br />
124 Yusuf Ziya Bahadınlı, “Ankara Kapıcısı”, İtin Olayım Ağam, s.42<br />
51