19.07.2013 Views

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Yazar bu öyküsünde dernekteki diyaloglar ve öykü kişisinin günlük yaşamı<br />

arasında kurduğu tezatla insani durumları yok sayan kitabi siyaset tarzını<br />

eleştirmektedir. Meyhanedeki uzun diyalogdan bir bölümde de bu durum yansıtılır:<br />

“ ‘İnsan’ dedim, ‘her zaman insandır, değil mi ama, bugünkünün yarınkinden ne<br />

farkı var? Ya ana? Bir insanın anası!..’ (Zor konuştuğumu anladım, kendimi topladım.)<br />

‘Sen büyüdükçe, varoldukça o erir, yok olur... Ana acısına kulak asmayanı... ben...<br />

nideyim!..’ ” 116 .<br />

Yazarın “Türkenkoffer” adlı öyküsü Almanya’daki politik hayatla ilgilidir.<br />

Öyküde anlatıcı kişinin karısı (öyküde dayı kızı olarak adlandırılmış) sürekli alışveriş<br />

yapan, Almanların çöpe attığı eski eşyaları, elbiseleri torbalara doldurarak eve getiren<br />

biridir. Anlatıcı, öykü boyunca bir Alman arkadaşıyla kurduğu diyalogda bu duruma da<br />

göndermeler yaparak Almanya’daki “ev işgalcileri” adlı bir gençlik gurubunu ve onların<br />

düşüncelerini aktarır. Aşırı tüketime karşı olan bu grubun düşüncelerini Uli şöyle<br />

anlatmaktadır:<br />

“ ‘Burası’, diyor, ‘ev işgalcilerinin merkezi, Kuckuck. Birinci duvardaki<br />

resimde adamlar var, görüyorsun ellerinde bombalar. 1968’lerin gençliği, yaşlanıyorlar<br />

artık. Salt bomba atmak bir şeye yaramıyor demeye getiriyorlar.’<br />

‘Öteki resim?’<br />

‘O mu?’ Yandaki resimlenmiş duvara bakıyor Uli. ‘O günlerin belleklerde salt<br />

bir anı, bir düş olarak kaldığını gösteriyor. Bir de göklere yükselen gökdelenler.’<br />

‘Anlamadım.’<br />

‘Senin anlayacağın, bu gençler, hem geçmişteki gençlik hareketini eleştiriyorlar,<br />

hem de insanı makineye tutsak eden teknik düzene, doğayı bozan şeylere karşı<br />

çıkıyorlar’ ” 117 .<br />

Yazar köy konulu öykülerinde köyün ve köylünün yoksulluğu, köylünün<br />

ezilmesi, aşağılanması gibi durumları anlatırken bir politik yaklaşımı da ortaya koyar.<br />

Buna rağmen bu öyküler, politik yaklaşımdan çok sosyolojik sonuçların ve<br />

değerlendirmelerin ön planda olduğu bir niteliktedirler. Almanya öykülerinde de politik<br />

konular ön planda değildir. Yazarın romanlarında aynı mekânlarda geçen olaylar politik<br />

yönler daha öne çıkarılarak ele alınır.<br />

116 Yusuf Ziya Bahadınlı, “Platonculuğa Paydos”, Haçça Büyüdü Hatiş Oldu, s.93<br />

117 Bahadınlı, “Türkenkoffer”, Geçeneğin Karanlığında, s.23<br />

47

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!