19.07.2013 Views

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

verdiği en belirgin tepki, “Haçça Büyüdü Hatiş Oldu” adlı öyküde Hatiş’in ailesinin<br />

kendisini evlendirme isteğine karşı çıkışıdır.<br />

Aileler, kendilerini yabancı hissettikleri bu toplumda, muhafazakârlıklarını ve<br />

Türkiye’den getirdikleri kültürel ve sosyal değerleri sıkı sıkı korumakta ve neredeyse<br />

hiç değişmemektedirler. Öykülerde öne çıkan vurgu ilk kuşağın zengin olmak, para<br />

kazanmak dışında bir derdinin olmamasıdır. Almanya ve Almanlar onlar için<br />

yabancıdır. Çocuklar ise içinde doğdukları ve büyüdükleri bu toplumda ailelerinin kendi<br />

üzerlerindeki belirleyiciliklerini genellikle kabul ederler. Yazarın “Işıltı” adlı öyküsünde<br />

olduğu gibi, gittikleri okulda sadece okuma yazma öğrenmeyi yeterli görmekte,<br />

öğretmenin kitap okutma isteklerine karşı durmaktadırlar 98 . Çocukların bu davranışının<br />

nedeni ailelerinin bu yöndeki istekleridir.<br />

Çocuklar bir yandan ailelerinin isteklerine uygun davranırken diğer yandan<br />

yaşadıkları toplumun da bir parçası olmaya başlamışlardır. Bu kuşağın özelliği bu ikili<br />

belirlenim karşısında parçalı bir toplumsal kimlik oluşturmalarıdır.<br />

“Çilli de Çilli” adlı öyküde ise Berlin’de aileleri tarafından oyun oynamalarına<br />

izin verilmeyen, 13–14 yaşlarında birkaç kız çocuğunun metroda etrafı rahatsız edecek<br />

şekilde kaydırak oynamaları ve şarkı söylemeleri anlatılır. Onların bu davranışlarından<br />

en çok da oradan gelip geçen Türkler rahatsız olur. Başörtülü, kucaklarında Kur’an olan<br />

bu kız çocukları etraflarına boşverip oyunlarını oynamaktadırlar. Türkiye’de iken ev işi,<br />

kardeş bakımı gibi işlerle uğraşmak zorunda kalan bu çocuklar Almanya’da da<br />

ailelerinin kısıtlayıcılığı yüzünden çocukluklarını yaşayamamaktadırlar:<br />

“Yandaki merdivenden iki yaşlı kadın inmeye başladı. Kızları süzüyor, biri<br />

söylenip duruyordu:<br />

‘Burası çocuk bahçesi mi? Gidin evinizde oynayın!’<br />

Ayşe kadını Türkçe yanıtladı<br />

‘Herkesin evini kendi evi sanıyor karı.’<br />

Fatma ekledi:<br />

‘Oynatıyorlar da! Oyuncağımız varmış gibi!...’ ” 99 .<br />

“Gözlerinin Akı Kızıla Kesmişti” adlı öyküde iki farklı dünya anlatılır. Yozgatlı<br />

Hacı Osman, tavukçuda bir Alman kızla tanışmış ve beraber vakit geçirmişlerdir. Hacı<br />

Osman kızı da yanına alarak arkadaşlarının olduğu bir bara gider. Burada Türkçe<br />

konuşarak ve yüksek sesle anlatır:<br />

98 Bahadınlı, “Işıltı”, Geçeneğin Karanlığında, s.94<br />

99 Yusuf Ziya Bahadınlı, “Çilli de Çilli”, Geçeneğin Karanlığında, s.56<br />

41

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!