ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ortak bir yönü vardır. İki öyküde de öğretmenin yaşadığı olay üzerinden, sosyolojik bir<br />
sonuç ortaya çıkar. Öğretmen, Türk çocuklarının eğitim gördüğü bir okulda<br />
çalışmaktadır. Çocuklara kitap okutmak istemektedir. Onun bu çabaları öğrenciler<br />
tarafından olumsuz bir tutumla boşa çıkarılır. Öğretmen şunu bilmektedir ki, çocukların<br />
okumak istememesinin sebebi aileleridir. Onlara verilen öğütler, kitap okumanın<br />
gereksizliği ve zararı üzerinedir. Burada yaşayan ailelere göre önemli olan para<br />
kazanmaktır. Para kazanmak için de okumaya gerek yoktur. Nitekim kendileri de<br />
okumadıkları halde para kazanıyorlardır. Çocuklarının da kendileri gibi olmalarını<br />
istemektedirler.<br />
Ailelerin bu tutumunun altında yatan bir neden de çocukları yabancı bir<br />
kültürden “koruma” ve onların değişmelerinin önüne geçme isteğidir. Bu istek ailelerde<br />
tutuculuğu ve içe kapanmayı beraberinde getirmiştir:<br />
“Neden durmadan parayı öne sürüyorlardı, anlıyordum. Almanya para içindi.<br />
Bunun dışındaki her şey bir gösterişti, kitap da!<br />
Bir de bunca okuduktan sonra kitaba karşı çıkmak niyeydi? Daha çok okuma<br />
isteği uyanmalıydı. Bu hava biraz belirmişti de. Derslikte, U-Bahn’da 77 , yolda<br />
karşılaştıkça ilk sözleri okudukları kitap üstüne oluyordu. Nereden çıkmıştı bu?<br />
Nur Parmak kaldırdı. Yüzünü kapayan başörtüsünün altından zor görünen<br />
gözlerini yukarı kaldırarak:<br />
‘Ailemiz de istemiyor kitap okumamızı’ dedi. Doğrusu buydu. Nur’un ailesi<br />
onun kitap okumasını istemiyordu. Yaşar’ın ailesi de istemiyordu. Hakkı’nın,<br />
Osman’ın, Rıdvan’ın...” 78 .<br />
Yusuf Ziya Bahadınlı’nın eğitimle ilgili öykülerinde önemli bir nokta<br />
anlatılanların öğrenci-öğretmen arasında ve bir kurum olarak okul içiyle sınırlı<br />
kalmamış olmasıdır. Bu öykülerde eğitim kurumu ve buradaki ilişkiler toplumsal<br />
yaşamın bir parçası olarak ele alınmıştır. Bahadınlı’nın öykülerinde okul ve buradaki<br />
gelişmeler, ilişkiler aynı zamanda bir mücadelenin de yansımasıdır. Arka planda<br />
anlatılan ve asıl belirleyici olan toplumsal durum okuyucuya başarılı bir şekilde<br />
sezdirilir, yansıtılır.<br />
77 U-Bahn: Metro<br />
78 Yusuf Ziya Bahadınlı, “Işıltı”, Geçeneğin Karanlığında, s.94<br />
29