19.07.2013 Views

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

“Aydınlığa Çağrı” da okulun adı belirtilmemiş olsa da Köy Enstitülerinin<br />

kapatılmasını eleştirmektedir:<br />

“Kulaklarım açılmıştı. Yüzyılların paslandırdığı kulaklarım duyuyordu artık.<br />

Kendi ülkemi kendim kuracaktım. Benim asıl ülkem bu olacaktı ha!... Öyle bir ülke<br />

kuracaktım ki, insanca yaşamanın bilincine erecektim. Kurtardığım bu topraklar<br />

üzerinde insan olmanın onurunu duya duya, kendi tarlamda, kendi işimde kendim<br />

olacaktım. Çocuğum okulda okuyacaktı. Yarına güvenle bakacaktım. Aç kalmak,<br />

hekimsiz kalmak, okulsuz kalmak ne demekti...<br />

Ama dostlar, herşey kursağımda kaldı. Atatürk sen ne büyüktün! Sana rağmen<br />

herşey kursağımda kaldı.<br />

Hani bir zifiri karanlık vardır ya: görülmiyen, duyulmıyan, yaşanmıyan bir<br />

karanlık, kapkaranlık... İşte öyle, öylesine bir karanlıktayım, kurtar beni!..” 71 .<br />

“Demek Çok Ağlamış” adlı öyküde, bir çocuğun okulun açılmasıyla duyduğu<br />

sevinç anlatılır. Ağabey, sevdiği kızı göreceği için, kızkardeş ise okula yeni başladığı<br />

için çok heyecanlıdır. Fakat yola çıktıklarında ağabeyin sevinci yerini üzüntüye bırakır:<br />

“Menekşe çok heyecanlıydı, benimse sevincim başkaydı.<br />

O’nu görecektim.<br />

Okula giden yolun ağzında durdum:<br />

‘Biraz bekleyelim’ dedim, ‘öbür arkadaşlarım da gelsin.’<br />

‘Bekleyelim ağbi.’<br />

İşte birkaç kız çocuk belirdi uzaktan. Yaklaştılar, Menekşe:<br />

‘Çiğdem nerede, okula gitmiyor mu?’ diye bağırdı.<br />

‘Babası göndermiyor’ dediler, bu yüzden çok ağladı” 72 .<br />

Bu öyküde her ne kadar bir çocukluk aşkı anlatılıyor gözükse de arka planda,<br />

köyde kız çocuklarının aileleri tarafından okula gönderilmemesi de vurgulanmaktadır.<br />

“Demek Çok Ağlamış”, Bahadınlı’nın öykülerinde takındığı bir tutumu örneklemesi<br />

açısından da önemlidir. Yazar, toplumsal sorunları, gözlemci bir tutumla ve gizli bir<br />

öğreticilikle sergileyerek okuyucuda bir etki uyandırmayı amaçlamaktadır.<br />

“Liza’nın Elleri” adlı öyküde öğretmeninden haksız yere dayak yiyen bir çocuk<br />

anlatılır. Atılan tokat, çocukta yıllar sonra bile hatırlayacağı bir haksızlık duygusu<br />

uyandırır:<br />

71 Bahadınlı, “Aydınlığa Çağrı”, İtin Olayım Ağam, s.70<br />

72 Yusuf Ziya Bahadınlı, “Demek Çok Ağlamış”, Tavandaki Kırmızı, s.64.<br />

26

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!