19.07.2013 Views

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

parladığı kara meşin giysili bir sürü genç irisini görmeden önce bir o kadar Japon<br />

markalı dev motosikletlerden geçecek yer bulamazdın” 349 .<br />

167<br />

Açılın Kapılar’da Kerem Toprak’ın, Horst ve İnge’nin ilişkilerini gözlemlediği<br />

ve buradan yola çıkarak ahlâk ve cinsel özgürlük konularını sorguladığı mekân yine bir<br />

kahvedir. Kahvenin sık ağaçlı bir parkın içinde yer aldığı söylenmiş, bunun dışında<br />

kahve hakkında bir ayrıntı verilmemiştir.<br />

Almanya’da geçen bir diğer roman olan Devekuşu Rosa’da kahveler en sık<br />

kullanılan mekân ögelerindedir. Romanın ilk bölümünde, Almanya’ya yeni gelen ve<br />

arkadaşı Ekrem’i görmek için onun evine giden Metin, burada karşılaştığı olumsuz<br />

tutum karşısında bir kahveye sığınır. Ekrem’i burada bekleyen Metin’in dikkatini<br />

kahvedeki insanlar çeker:<br />

“Bu kahveye ne de çok insan girip çıkıyordu! Masalarda çoğunlukla yaşlı<br />

kadınlar oturuyordu, berberden yeni çıkmışcasına, renk renk saçlarıyla, yeyip içişleriyle<br />

rahattılar. Sonra gençler, gürültücü, bol kahkahalı, sevinçliydiler. Çevrelerini üsteleyen<br />

bakışlarıyla süzen ve aynı zamanda ürkek yabancılar bir de.<br />

Kahvede kendini rahat duyumsuyordu. Çevresi onun varlığından haberli ama<br />

meraklı değil. Her bir köşede, her uygun yerde çiçek vardı, baktıkça insanın içi<br />

açılıyordu” 350 .<br />

Metin ve Ekrem, bu ilk buluşmanın dışında bir kez daha bu kez başka bir<br />

kahvede oturur ve sohbet ederler. Yazar roman boyunca bu iki roman kişisini sürekli<br />

kahvelerde buluşturmuştur. Ekrem ile Metin dört kez görüşür ve sohbet ederler, bu<br />

görüşmelerin üçünde mekân kahvelerdir.<br />

Kahveler, Almanya’da yazılan iki romanda mekân ögesi olarak birkaç yönüyle<br />

karşımıza çıkar. Yazar, romanlarında bu mekânları kimi zaman bir buluşma mekânı<br />

olarak kimi zaman yabancı bir coğrafyayı anlatmak için kullanmıştır. Bahadınlı kimi<br />

zaman da bir laboratuar gibi insanları anlatırken bu kahvelerden yararlanmıştır. Yazar,<br />

sadece romanlarında değil öykülerinde de kahveleri mekân olarak sıklıkla kullanmıştır.<br />

Dış mekânın Türkiye olduğu romanlarda da kahve mekân ögesi olarak<br />

kullanılmıştır. Güllüce’de geçen iki romanından biri olan Güllüceli Kâzım’da kahve bir<br />

yerde kullanılmış, Kâzım, öğretmen olarak gideceği Yelli Köyü’nün muhtarıyla bir<br />

kahvede buluşmuştur. Romanda İtimat Kahvesi olarak geçen bu mekâna dair bir<br />

ayrıntıyla karşılaşmayız.<br />

349 Yusuf Ziya Bahadınlı, Açılın Kapılar, s.17-18.<br />

350 Yusuf Ziya Bahadınlı, Devekuşu Rosa, s.33.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!