ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
yazlık olarak kullandıkları evlerden biri olan bu ev bakımsız durumdadır. Romanda evin<br />
içi değil bahçesi mekân olarak ön plandadır.<br />
3.3.2.2. Kahve<br />
166<br />
Yazarın romanlarında en çok kullanılan iç mekân ögelerinden biri kahvelerdir.<br />
Öykülerde de önemli bir mekân ögesi olarak kullanılan kahveler, özellikle dış mekânın<br />
Almanya olduğu öykülerde ön plandadır. Bahadınlı, roman kişilerini kahvelerde<br />
buluşturur. Açılın Kapılar romanın ilk bölümlerinde, Berlin kahveleri üzerine bilgi<br />
veren uzun sayılabilecek bir bölüm vardır:<br />
“Kahve kentin göbeğindeydi, ‘burjuvaların kahvesi’ diyordu Hasan, ‘buraya<br />
ilericiler gelmez!’ Oturanların çoğu takım giysiliydi, kravatlı, bakımlıydılar. Yüzleri ışıl<br />
ışıl, bir yandan öbür yanı görünecek gibiydiler. Kadınlar berberden gelmiş olmalıydılar,<br />
çoğunlukla yaşlıydılar. Bakışları, oturuşları, kahve içişleri, pasta yiyişleri ölçülü,<br />
dikkatli, incelikliydi. Tuvaletçi Mehmet’le yanındakilerse bir tabloda yaramaz çocuğun<br />
çaktırmadan bastırdığı ve ressamın değişiklik olsun diye silmediği bir parmak izi<br />
gibiydiler.<br />
Sümer’le bir başka kahvede de buluşabilirdik, gideceğimiz yerin yol<br />
kavşağındaydı burası, ayrıca arada bir uğradığım için sınıfsal yanı fazla önemli değildi<br />
benim için. Sözgelimi biraz ötedeki çoğunlukla gençlerin gittiği, kimsenin kimseye<br />
aldırmadığı bahçeli Cafe Pientka da olabilirdi. Berlin kahvelerinin birer sınıfsal yapısı<br />
olduğunu oturduğun bir saatlik süreye bile yaşam ve dünya görüşünün nasıl<br />
yansıdığının ayrımına varabilirdin. Kahveler mi, giysilerde de öyleydi, sigarada,<br />
sinemalarda, tiyatrolarda, yüz bakımında, evlerin içi. Bir de sanatçıların kahveleri vardı,<br />
ilerici sanatçıların sözgelimi, Alternatifçilerin, bir Hintlinin adıyla anılan Bagvancıların,<br />
eşcinsellerin, sevicilerin. Bütün bu yerlere gidebilirdin ister Arap ol, ister Türk<br />
(İtalyanlar, İspanyollar, Yunanlılar yabancı sayılmıyordu). Kimi kahvelere yabancılar<br />
giremezdi çok zaman. Hoşgörürlülüğün elverirse on beşlik oğlanların, yetmişlik gümüşi<br />
saçlı, ojeli tırnaklı, kaşları çekik kadınımsı adamların devam ettiği kahvelerde rahat<br />
ederdin bir de. Zaten o insanlar bir dünya kurmuşlardı kendilerince, başka dünyalılarla<br />
barış içindeydiler. Bir de Yeni Nazilerin kahveleri vardı, daha kapıda suratları kirli,<br />
saçları kirli, ayaklarında potin, oralarına buralarına serpiştirilmiş parlak düğmelerin