19.07.2013 Views

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

tava, tencere, tahta kaşık, bir de içi suyla dolu helkeler vardı. Köşede bir küp gördüm.<br />

Ağzındaki örtüyü kaldırdım usulca; raftan aldığım cezveyi daldırdım, tattım, şaraptı ve<br />

nefisti; sonra cam kâseye koyarak içtim, gülüzümünden yapılmış. Ocağın iki yanında<br />

gömme dolaplar, dolaplarda irili ufaklı gözler ve büyüğünde cilt cilt kitaplar vardı” 345 .<br />

164<br />

Romanlarda iç mekân ögesi olarak evlerle, köy evleri dışında kentlerde de<br />

karşılaşırız. Güllüceli Kâzım’da Kâzım okumak için gittiği kentte bir yakınlarını<br />

yanında kalır. Romanda bu evle ilgili ayrıntı verilmemiştir. Bunun dışında Kâzım ve<br />

arkadaşlarının ziyaretine gittikleri din büyüğü “Efendi”nin eviyse kısa tasvirlerle<br />

anlatılmıştır. Bu evin tasvirinde dikkati çeken, evin varlıklı halidir. Yazar, evin durumu<br />

ile “Efendi” arasında işlevsel bir ilişki kurmuştur. Efendi, zengin-yoksul ziyaretçilerinin<br />

verdikleriyle zenginlik içinde yaşamaktadır:<br />

“Ev büyüktü, geniş bir bahçesi vardı. Dış kapıdan büyükçe bir salona<br />

giriliyordu. Salona açılan kapı sayısı yediydi.<br />

[ … ]<br />

Avluda kağnılar, atlar, eşekler vardı. Kağnılarda içi dolu çuvallar yüklüydü.<br />

Köşede bir kuzu bağlıydı, önüne dökülen otu yiyordu” 346 .<br />

Gemileri Yakmak romanında iç mekân ögesi olarak ev sıkça kullanılmıştır.<br />

Yazarın bu romanında da mekân ögesi olarak evler işlevsel olarak kullanılmamıştır.<br />

Evler daha çok diyalogların geçtiği, karşılaşmaların yaşandığı yerlerdir. bu romanda<br />

diğer romanlarda yer alan evlerden farklı olarak, özellikle Kurtuluş Savaşı yılları<br />

Antep’inin anlatıldığı bölümlerde konaklar karşımıza çıkmaktadır. Daha çok varlıklı,<br />

zengin kişiler konaklarda otururken, Musdo ve arkadaşları yoksul mahallelerde ve<br />

derme çatma evlerde oturmaktadırlar.<br />

Bahadınlı’nın Almanya’da yazdığı ve dış mekânın Berlin olduğu Devekuşu<br />

Rosa romanında dış mekân ögeleri yoğun olarak kullanılmıştır. Bu romanda iç mekân<br />

ögesi olarak ev, roman kahramanlarından Gül’ün ilk kez geldiği Almanya’da kalmak<br />

istememesinin de etkisiyle boğucu bir hücre gibi tasvir edilmiştir. Almanya’ya ikinci<br />

defa ve sürekli kalmak üzere gelen Gül için evi bir kez daha onu tutsak kılan bir<br />

hücredir. Yazar, Gül’ün özgürlük arayışı ile bu evden kurtuluşu arasında bir bağ<br />

kurmuştur. Gül’ün kocasıyla birlikte yaşadığı bu ev, kendisini ait hissedemediği bir<br />

yerdir:<br />

345 Yusuf Ziya Bahadınlı, Lidya Gözleri Yaprak Yeşili, s. 17.<br />

346 Yusuf Ziya Bahadınlı, Güllüceli Kâzım, s. 126.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!