19.07.2013 Views

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

öğrenecektim, ‘hedefimiz Turan’ diye bitiyordu) üç genç adamın burgulayan<br />

bakışlarıyla irkildim: Öfkeli ve kuşkuluydular. Yaklaştıklarında ancak durumu fark<br />

ettim. Fakülteden bilirdim; tavırlarından, özellikle bıyıklarından: Bir elin, ikinci<br />

parmağıyla küçük parmağının kalkık, öbürleri kapalı hali burun altından aşağıya<br />

sarkıyordu” 341 .<br />

162<br />

Eren’in yolculuğu başka bir otobüs ve daha sonra da trende devam eder. Tren<br />

yolculuğu sırasında da bir kez daha roman kahramanının gözlemlerini aktardığını<br />

görürüz 342 .<br />

Gemileri Yakmak romanı da bir yolculukla ve trende başlar. Ali Naki, arkadaşı<br />

Memo’nun vurulduğu haberini alır ve Gaziantep’e doğru yola çıkar. Tren yolculuğu<br />

sırasında roman kişisinin yazarın genel tutumunun aksine kişileri ayrıntılarıyla aktaran,<br />

hareketlerini detaylı olarak yansıtan ve yorumlayan bir konumda buluruz. Yazarın<br />

yolculuk sırasında kahramanlarının böyle bir işlev yüklendiklerini görürüz. Yolculuk<br />

gözlemleri şeklinde karşımıza çıkan bu ayrıntılı tasvirleri, yolculuklar dışında fazla<br />

göremeyiz:<br />

“Uyandığımda çoktan sabah olmuştu. Tren bir bozkırın ortasından son hızla<br />

kayıyor. Kalkıp restorana gidiyorum. Üç beş kişi var restoranda. Masalar boş. Bir<br />

masada arkası trenin gittiği yöne dönük, göğüs cebinde mendil, mendilin üstünde<br />

dolmakalemler, başında fötr şapka, kravatı eskimiş bir adam çay içiyor. Her yudumda<br />

çıkardığı höpürtüleri duyuyorum. Adama çok kızıyorum. Adamın gözleri yan masada<br />

oturan kadında. Yalnız gözleri mi! Bakışları sert, öfkeli, ilkel. Kadın kitap okuyor. İkide<br />

bir, ‘Deniz gitme’ diyor yanındaki çocuğa. Kadına kızıyorum, çocuğa da. Kadın adamın<br />

bakışlarından tedirgin. Dipteki masada yine birkaç kişi. Yüksek sesle bir parti<br />

başkanının karısının açık giyinmesini eleştiriyorlar” 343<br />

3.3.2. İç Mekân<br />

3.3.2.1. Ev<br />

Romanlarda iç mekân ögelerinden biri olan ev genellikle ayrıntılı olarak<br />

anlatılmamıştır. Yazar, roman kişileriyle onların evleri arasında bütünleyici bir ilişkiyi,<br />

341 Yusuf Ziya Bahadınlı, Lidya Gözleri Yaprak Yeşili, s.86<br />

342 Bahadınlı, age., s.102<br />

343 Yusuf Ziya Bahadınlı, Gemileri Yakmak, s.6-7.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!