19.07.2013 Views

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

157<br />

Bahadınlı’nın Gemileri Yakmak romanını bir kenara bırakırsak köy konulu üç<br />

romanında, kentlerin birer canlı varlık gibi ele alındığını görürüz. Yazar, birer kimlik<br />

verdiği bu kentleri anlatırken onların fiziki özelliklerine çok az değinir ve çoğu zaman<br />

kentlerin adlarını da açık olarak belirtmez. Bu romanlarda kentler, Alevî kimliğinin hor<br />

görüldüğü ve ezildiği yerler olarak karşımıza çıkar.<br />

3.3.1.4. Almanya<br />

Yazarın Almanya’da yazmış olduğu iki romanı vardır ve Açılın Kapılar ve<br />

Devekuşu Rosa adlı bu romanlarda mekân Almanya’dır.<br />

Açılın Kapılar’da olayın geçtiği yer Berlin’dir. Açılın Kapılar iç mekân<br />

ögelerinin neredeyse kullanılmadığı bir romandır. Romanın neredeyse tamamı tek bir<br />

mekânda, Berlin’in dış mahallerinden birinde bir evin bahçesinde geçer. Roman<br />

kahramanı Kerem Toprak’ın arkadaşları ile bu yere giderken Almanya ve kentlere dair<br />

şunları söyler:<br />

“Araba Berlin’in bakımlı geniş caddelerinden geçiyordu. Bahçe kentin bir<br />

ucundaydı, zenginlerin oturduğu bölgede. Yapılar genellikle yeni, Nürnberg’se savaştan<br />

daha az zarar görmüştü. Almanya bütünüyle bir kentti aslında, tüm kentler birbirini<br />

andırıyordu çünkü. Eskinin bol zamanıyla, sabrıyla ve binlerce yılın insanıyla, onun<br />

emeği, birikimi ve sanatıyla oluşmuştu. Ortada büyük caddeler, büyük satışevleri,<br />

büyük yapılar. Kıyılardaysa her şey küçülüyor, o oranda da biblolaşıyor. Taş evler,<br />

ahşap evler, uyumlu renkler, pencereler, balkonlar. O pencerelere, balkonlara çiçeğin<br />

her türünü, her rengini ekleyin. Yollar asfalt, tek çöp yok. Kimi evler bahçeli, Anadolu<br />

kilimi sermişler sanki. Bahçe kapısı, evin kapısı, kapının tokmağı beğeninin, sanatın en<br />

ince ucu. Merdiven başındaki çiçek saksısı, yol kıyıları, çimenlikler, evlere giden<br />

yolların taşları, kanal kıyıları, parklar, ağaçlar, ağaçlarda muhabbet kuşları. İnsanlar<br />

bunca güzelliğin ayrımında değillermiş gibi geliyordu bana” 332 .<br />

Açılın Kapılar bir bahçede geçer. Buna rağmen yazar bahçe ile ilgili pek fazla<br />

ayrıntı vermez. Bahçedeki insanlar ve konuşulanlar ön plandadır. Kısa bir bilginin<br />

dışında mekân olarak bahçe ile ilgili bilgiye rastlamayız:<br />

331 Bahadınlı, Lidya Gözleri Yaprak Yeşili, s.98.<br />

332 Yusuf Ziya Bahadınlı, Açılın Kapılar, s.23-24.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!