19.07.2013 Views

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

143<br />

“Sözgelimi Akçay bir proje sunmuştu hükümete, pek beğenilmişti. İlk anda<br />

buyruğuna büyük paralar verildiği söyleniyordu. Bir araştırma projesiydi, ‘Türkiye<br />

solunda değişik görüşler’. Türkiye’ye gidilecekti gerektiğinde, bütün ülkeler gezilecekti.<br />

Çünkü görüş sahiplerinin bir çoğu çalışmalarını dış ülkelerde sürdürüyordu. Bu konuda<br />

çıkan ta Osmanlı’dan beri tüm broşür, bildiri, dergi, kitap, mektup, resim ne varsa<br />

gözden geçirilecekti. Bir bilimsel araştırmaydı aslında (bilim kimlerin buyruğundaydı!),<br />

bu nedenle üniversite sahip çıkmıştı, hükümet de destekliyordu.<br />

Tuvaletçi Mehmet, ‘Hakkını savunamayanlar derneği’nin başındaydı.<br />

Sümer, ‘Yabancılar Almancayı neden öğrenemiyorlar?’ sorusuna yanıt arayan<br />

bir çalışmayı yönetiyordu. Engin, Almanlarla birlikte kurduğu ‘Polonya halkıyla<br />

dayanışma komitesi’nin başkanıydı. Bir de ‘Türkiyeli işçiler neden kötü konutlarda<br />

oturuyorlar’ adlı bir çalışmayı sürdürüyordu” 316 .<br />

Açılın Kapılar romanında bireysel dramlar da öne çıkar. Ünal, takma adıyla<br />

Coşkun, Alman polisi tarafından aranan ve kaçak yaşayan biridir. Ünal, romanın<br />

sonunda yakalanır. Bunun yanı sıra Alman toplumunun yabancılara bakışı, Alman<br />

hükümetinin ve polisinin yabancı düşmanı davranışları, romanda sürgün teması altında<br />

öne çıkan vurgulardır.<br />

Bahadınlı’nın sürgün temasını işlediği diğer romanı Devekuşu Rosa’dır. Bu<br />

roman, Almanya’da gelişen bir sürgün aşkını konu almaktadır. Metin ve Gül’ün aşkı,<br />

Metin’in parti tarafından Türkiye’ye çağrılması ve dönmesiyle krize sürüklenir. Yazarın<br />

Açılın Kapılar’da da tartışmış olduğu, siyasi mücadelenin nerede yapılabileceği ve<br />

buna verilen cevap Devekuşu Rosa’da değişmemiştir. Metin’in aşkını bir kenara bırakıp<br />

Türkiye’ye ve siyasi mücadeleye dönmesi bu soruya verilen cevaptır. Devekuşu Rosa,<br />

Almanya ve sürgün sorununa Metin-Gül ilişkisi özelinde baksa da romanda başka<br />

hayatlara da yer verilir. Bu romanda da Açılın Kapılar’da yapılan vurgularla<br />

benzerlikler göze çarpar. Almanya’ya gelme ile yaşanan siyasi savrulma ve yozlaşma<br />

bu romanda da değinilen temalardandır. Ayrıca yazarın Almanya’da siyasi mücadelenin<br />

içindeki insanlara içeriden eleştirisi, bu romanda da karşımıza çıkar. Mediha Göbenli de<br />

bu duruma değinir:<br />

“Kadın erkek ilişkisinde Bahadınlı politik bir bilince sahip olan kişilerin<br />

ilişkilerinde Ender örneğinde olduğu gibi Gül’e eteğinin, gözüne sürdüğü rimelin<br />

fazlalığına karışmasını eleştirir. Yazar “halka örnek olmak” durumundan yola çıkarak<br />

316 Yusuf Ziya Bahadınlı, Açılın Kapılar, s.116,117.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!