19.07.2013 Views

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

öğrenecektik. Bu konuda boyumuzdan büyük bilgimiz vardı. Kışları köy odalarında<br />

durmadan bu konu işlenirdi. O gün bir değil, bin değil, kırk bin alevi öldürülmüştü. Tam<br />

buraya gelindiğinde birbirimize sokulur, kılıcın keskin sivri ucunun boğazımızdan<br />

karnımıza doğru indiğini duyar gibi olur, titreşirdik” 302 .<br />

133<br />

Romanda Alevîliğe dair verilen bilgilerden biri de Cem töreni ile ilgilidir.<br />

Romanda bir bölüm Cem törenine ayrılmıştır. Yine Kâzım’ın gözünden aktarılan tören<br />

bütün ayrıntılarıyla işlenmiştir. Törende yer alan ve “Gözcü”, Dede”, “Baba”, “Rehber”,<br />

“Can” gibi adlarla belirtilen görevlilere ve yaptıkları işlere yönelik bilgiler verilir.<br />

Ayrıca semah gibi ritüeller de yine bu cem töreni sırasında yapılmaktadır.<br />

Romanda, Kâzım’ın okumak için köyünden ayrılmasıyla birlikte romanın ana<br />

teması olan mezhep çatışmaları öne çıkar ve didaktik bilgiler ortadan kalkar. Kâzım,<br />

Güllüce’nin dışına çıkar çıkmaz daha yoldayken toplumun bir kesiminde kendilerine<br />

yönelik tutumu görür.<br />

“ ‘Hangi köydensiniz lan?’ diye sordu iri adam. Feyiz Ede:<br />

‘Güllüceli’yiz’ dedi.<br />

İri adam, önce bir şey söylemeden merdivenlerden çıktı. O yürürken<br />

merdivenlerden gıcır gıcır sesler duyuluyordu. Bir odaya girdi çıktı adam. Elleriyle<br />

balkonun parmaklığını kavradı:<br />

‘Hey Güllüce’li! Lan Kızılbaşoğlu! Arabayı çabuk bir kıyıya çekin, ortada<br />

sipsivri durmayın öyle! dedi.<br />

Yerime çivilenmiştim sanki. Kalkmak istiyor, kıpırdayamıyordum. Gözlerimin<br />

önünde pul pul uçuşmalar vardı. Kulaklarım uğulduyordu. ‘Kızılbaş’ sözcüğünü ne<br />

anlamda kullandıklarını öğrenmiştim. Feyiz Ede pek aldırmamıştı oysa. İri adam ona:<br />

‘Feyiz kardeşim’ demişti sanki! Ağabeyime içerledim, kırıldım. İnsan ancak düşmanına<br />

söverken ağzını öyle yayar, yüzünü öyle buruştururdu” 303 .<br />

maruz kalır.<br />

Kâzım, okulda hem müfettiş hem de arkadaşları tarafından horlanır ve saldırılara<br />

“Müfettiş sıraların aralarında gitti geldi bir süre. Birden durdu, açık duran<br />

kitaptan bir parçayı göstererek ‘oku sen’ dedi birine. Yüzünü buruşturdu, ‘dur’ dedi.<br />

Parmağını kaldırdı, ‘sen’ dedi kimseye bakmadan, beni gösterdi sonra. Yineledi, ‘sen!’<br />

dedi. Okudum. Bir kaşını kaldırdı, ‘dur!’ dedi, durdum.<br />

302 Yusuf Ziya Bahadınlı, age., s.67-68.<br />

303 Yusuf Ziya Bahadınlı, Güllüceli Kâzım, s.97-98.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!