19.07.2013 Views

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

çevresini ve arkadaşlarını da değiştirir. Bir işçi olmuştur ve kendi yaşamına uygun bir<br />

kişi olan Yıldız ile evlenmiştir.<br />

2.6.3. Alevîlik ve Mezhep Kavgaları<br />

131<br />

Bahadınlı’nın romanları içinde önemli temalardan biri de mezhep kavgalarıdır.<br />

Öykülerinde bu konuya yer vermeyen yazarın ilk romanı olan Güllüceli Kâzım ile son<br />

romanı Lidya Gözleri Yaprak Yeşili’nde en önemli temayı Anadolu’da yaşanan<br />

mezhep kavgaları oluşturur.<br />

Güllüceli Kâzım otobiyografik bir romandır. Yazarın biyografisi ile romanın<br />

kahramanı Kâzım arasında büyük benzerlikler vardır. Kâzım, mezhep farklılığı ve<br />

bunun toplumda bulduğu düşmanca karşılığı ilk olarak çocukluğunda yaşamaya ve<br />

algılamaya başlar. Köyde başlayan bu ilk çatışmaların içinde biraz da çocukluk vardır.<br />

Fakat bir çocuk için oyun gibi olan bu kavganın ne kadar derin ve trajik olabileceğine<br />

Kâzım büyüdükçe şahit olacaktır:<br />

“Bir gün akşam Dillala, kapı kapı dolaştı, kulağımıza:<br />

‘Yarın sabah, Sülük Pınarı’nda buluşuyoruz. Ekin yaymaya gideceğiz,<br />

Memişköy’ün ekinini. Sapanlarınızı almayı unutmayın’ dedi.<br />

Dillala’nın çağrısı bizi coşturmuştu. O gün sabahı zor ettik, daha güneş<br />

doğmadan yollara düştük. Sülük Pınarı, Sülük Pınarı olalı bu denli çocuk, öküz-manda<br />

görmemişti. Memişköy’ün ekinleri bir kurşun atımı ötedeydi; sabırsızlanıyorduk.<br />

Dillala, bir tümseğin üstüne çıktı; yalama dudağını diliyle ıslattı. Sarı, kirpi saçlarını<br />

eliyle sıvazladı, kasketini iyice yerleştirdi başına:<br />

‘Uşaklar!’ dedi, ‘Memişköy’ün yezitlerine bir ders vermemiz gerekiyor. ‘Neye<br />

ki’ derseniz, Muharrem’in öküzleri Memişköylülerden birinin ekininin yanından<br />

geçiyormuş. Hayvan değil mi, başını uzatmış bir tutam koparmış. Sen misin bunu<br />

yapan? Bunu gören Memişköylü yezitler, oğlanın üstüne çullanmış, bayıltanaca dövmüş<br />

ve sonra yolun bir kıyısına fırlatmışlar! Öküzleri de tutsak almışlar, üç gün<br />

bırakmamışlar. Çıktığında hayvanlar ayakta zor duruyormuş; her yanları yara bere<br />

içindeymiş. Bir haber göndermişler:<br />

‘Güllüce’nin Kızılbaşları bir daha elimize geçerse, derilerini yüzeceğiz.’<br />

Duydunuz mu, derilerimizi yüzeceklermiş. Şimdi bu itlere bir ders vermemiz

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!